Gezegen için tehlikeli zamanlar

09.09.2024 - 10:43

Almanya’da üç doğu eyaletinde yapılan seçimlerin sonuçları ürkütücü bir tablo ortaya koyuyor. Sağcı ve İslamofobik Naziler yükselişte.

Üstelik bu ürkütücü bir yükseliş. Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Hür Demokratlar’dan oluşan mevcut merkez siyaset çökerken Hitler’in kanlı mirasının gölgesinde Hitler savunucularının bu yükselişi 2008-2009’daki büyük buhranla yakından ilgili. Bu tarihten beri küçük işletmeler ve serbest meslek sahiplerinin yanı sıra işçi sınıfının en yoksul ve en az örgütlü kesimlerini vuran krizle tüm dünya ekonomisi gibi Almanya da cebelleşiyor. Marksist iktisatçı Michael Roberts’ın dediği gibi bu toplumsal kesimler “çöküşlerinin nedenlerinin sırasıyla göçmenler, diğer AB ülkelerine yapılan yardımlar ve büyük şirketler olduğunu düşünerek bir cevap için 'milliyetçiliğe' yönelmişlerdir.”

Bu milliyetçiliğe yöneliş özellikle Almanya’nın doğusunda düşük ücret alan işçilerin son iki yılda sayıları artan mültecileri sorun olarak görmesine neden olan ırkçı bir propagandayla birleşti.

Almanya’da milyonlarca insan asıl sorunun Alman kapitalizmi ve Neonaziler değil göçmenler olduğunu düşünüyor.

Üstelik bu sadece Almanya’ya özgü bir durum da değil. Fransa’da, İtalya’da, Hollanda’da aşırı sağcılar iktidarda ya da iktidara yaklaşıyor.

Bu yüzden tüm canlı yaşamı için çok tehlikeli zamanlardan geçiyoruz.

Aşırı sağın ve doğrudan faşist örgütlerin bu kadar güç toplayabilmesinin nedeni, solun, işçi örgütlerinin ve muhalefetin, faşist örgütlenmenin dışımızda bir güç tarafından durdurulabileceğine, Nazizm felaketi gibi bir yıkıma uygar dünya tarafından bir daha asla izin verilmeyeceğine duyduğu güven.

Bir başka neden ise ırkçılığın, İslamofobi’nin ve göçmen düşmanlığının simgesini, sözünü, görüntüsünü, propagandasını ciddiye almamak. 

Irkçı her görüş üretildiği anda ezilmek zorunda.

Göçmen düşmanı bir iddia yanıtsız kaldığında emin olmak lazım ki aşırı sağ ve faşist örgütler bir mevzi daha kazanmıştır.

Son bir neden ise merkez siyasetin doğası gereği aşırı sağa kapı aralaması, başarısızlığı, savaş ve ekonomik kriz konusunda milyonlarca insana sunacağı hiçbir çözümün olmamasıdır.

“Faşizmden söz etmek isteyen kapitalizmden söz etmelidir.”

Almanya alarm zillerinin çalması gerektiğini gösteriyor. 

Tüm Avrupa’da bu ziller çalmalı.

Burada uzun bir süredir antifaşist bir cephe kurmanın gerekliliğinden söz ediyoruz.

Faşist bir yükseliş olsa da ne işçi sınıfının içinde ne de toplumun genelinde çoğunluk oldukları söylenebilir. Her yerde tüm işçiler milyonlar halinde faşizmi ezmek için yan yana gelmelidir. Çünkü faşist hareketin nihai amacı işçi sınıfının atomize ederek vahşi bir emek sömürüsü inşa etmektir.

Şenol Karakaş 

(Sosyalist İşçi)

 


Bültene kayıt ol