Yemeksepeti kuryelerinin düşük maaş zammı ve esnaf kurye sisteminin son bulması için başlattıklar eylemler ikinci gününde, İstanbul'da şirket merkezi önünde coşkulu bir gösteri gerçekleşiyor.
Kuryeler sık sık "İşveren zammını al başına çal" sloganı attı. Aralarından seçtikleri temsilciler, işverenle görüşmeye giderken "Hakkımızı almadan gelmeyin" sloganı yükseldi.
1 Şubat'ta Yemeksepeti Banabi kuryeleri, İstanbul'da şirketin genel merkezi önünde ve İzmir'de Alsancak’ta bulunan Banabi Yemeksepeti binası önünde eylem yaptı. İşçiler düşük ücret ve esnaf kurye dayatmasına karşı kontak kapattı. İşçiler eriyen ücretlerine karşı Yemeksepeti’nin düşük zam teklif ettiğini, esnaf kurye modeline geçmeye zorlayarak işçileri güvencesiz ve sendikasız çalışmaya ittiğini söyledi.
Yemeksepeti'nin İstanbul Şişli'deki genel merkezi önünde toplanan Yemeksepeti kuryeleri, düşük zammı protesto etti. İşçiler adına konuşan TÜMTİS İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Ersin Türkmen şunları söyledi: “Yemeksepeti işvereni, sendika üyesi işçilere mobbing uygulamakta, sürgünlerle, işten çıkarma gibi saldırılarla ve istifa baskılarıyla sendikal örgütlülüğü engellemeye çalışmaktadır. Bir taraftan da bünyesindeki işçileri, işçilik haklarından vazgeçirip Esnaf Kuryeliğe geçmeleri için baskı yapmaktadır. Yemeksepeti'nin sendikal hakka saygı göstermesi gerekir. "
Yemeksepeti patronunun resmi enflasyonun altında zam teklif ettiğini söyleyen Türkmen, “Ücret ve prim artış taleplerimiz kabul edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Başta gıda maddeleri olmak üzere temel tüketim maddelerine yapılan zamlar sebebiyle alım gücümüz geriledi. İşçiler ev kirasını, elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödeyemez hale geldi. Yemek Sepeti işçileri, sefalet ücretini asla kabul etmeyecektir. TÜİK tarafından açıklanan sahte enflasyon oranında değil gerçek enflasyon oranında bir ücret artışı yapılmalıdır. En düşük ücret insanca yaşamaya yetecek ücret olmalıdır” diye konuştu.
Esnaf kurye modelinin bir sömürü modeli olduğunu söyleyen Türkmen, "Bilmekteyiz ki esnaf kurye adı verilen bu model bugün sigortasız, sendikasız ve güvencesiz çalıştırma modelinin ta kendisidir. Esnaf Kurye modelinde işçilikten doğan haklar yoktur. İşçilere şahıs şirketi kurdurularak sorumluluktan kaçan işveren, bu yöntemle SGK primi, araç yakıt ve bakım masraflarını işçiye yüklemektedir. Bu sistemde kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve çalışarak emekli olma hakkı yoktur. İşçinin ve çocuklarının sağlık sigortası yoktur. Senelik izin hakkı yoktur. Bayram tatili, hafta tatili hakkı yoktur. Kaç saat çalışırsa çalışsın fazla mesai hakkı yoktur. Yani bu modelde emeğin hunharca sömürüsü vardır" diye konuştu. Esnaf kurye modelinde işçinin elinde asgari ücret civarında bir ücretin kaldığını söyleyen Türkmen, “Aşırı kâr hırsı, yeterli denetimlerin yapılamaması, taşımacılık işkolumuzdaki rekabet ve her geçen gün katlanarak artan işsizlik nedeniyle esnek ve güvencesiz çalışma modelleri giderek artmaktadır. İşverenler, Esnaf Kurye adını verdikleri bu sömürü sisteminde kârlarına kâr katarken işçileri sendikasızlaştırmak istiyorlar. Nitekim, Trendyol, Hepsi Ekspres, Scotty işçilerinin isyanının altında yatan da bu modelin yarattığı olumsuz sonuçlardır” ifadelerini kullandı.
Kuryelerin talepleri ise şöyle sıralandı:
• Sendikanın çoğunluğu sağladığına ilişkin Bakanlık tespit kararına itiraz geri çekilsin.
• İşçilerin anayasal hakkı olan sendika hakkı tanınsın
• Düşük ücret dayatmalarına ve esnaf kurye dayatmalarına derhal son verilsin.