AKP'nin 3 Kasım 2002'de iktidara gelmesinin üzerinden 19 yıl geçti. 19 yılda hak ve özgürlüklerin genişletildiği, 'işçi ölümlerinin oransal olarak düştüğü' iddia edilse de veriler tam tersini gösteriyor.
İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi (İSİG), AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren her yıl meydana gelen iş cinayetlerini derlemeye devam ediyor. İSİG’in bu ay yayınladığı rapora göre; Kasım 2002’den beri iş cinayetlerinde en az 28 bin 380 işçi hayatını kaybetti.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG)'in 2002-2011 dönemi verileri Sosyal güvenlik Kurumunun, 2012-2021 dönemi ise kendi topladığı verilere göre oluşturuldu. İş cinayetlerinde yıllara göre değişim şöyle oldu:
Soma, Davutpaşa, Ostim, Torunlar… hep bu dönemde yaşandı
"Ülkemizde hüküm süren durum bir iş cinayetleri rejiminin varlığıdır" denilen tespitte; Soma, Davutpaşa, Ostim, Torunlar, Isparta, Düzce, Ermenek, Esenyurt, Erzurum, Samsun, Güllük, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, Hendek, 3.Havalimanı, Tuzla Tersaneleri, Kot Kumlama gibi birçok iş cinayetinin bu yıllarda yaşandığı hatırlatıldı.
"19 yılda iş cinayetleri gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş ve bu durum olağanlaştırılmıştır" diyen İSİG'in açıklamasında madde madde şu olgulara yer verildi:
Meslek hastalıkları gizlendi
"- Türkiye’de her yıl yaklaşık 120 bin ila 360 bin arasında işçi meslek hastalığına yakalanmaktadır. Yine meslek hastalıklarına bağlı ölümler, iş cinayetlerine bağlı ölümlerin yaklaşık 5-6 katı düzeyindedir. Ancak SGK her yıl 500 civarı meslek hastalığı tespit etmiş ve her yıl 5 ila 20 civarı meslek hastalığına bağlı ölüm açıklamıştır. Devlet meslek hastalıklarını gizlemiştir.
İş cinayetlerinin sorumluları para cezası ile kurtuldu
- İş cinayetleri sonrası adaletsizlik, cezasızlık bir kural haline gelmiştir. Davalarda asıl sorumlular mahkemeye çıkartılamadığı gibi tali sorumlular kısa süreli hapis cezalarına çarptırılmış, bu cezalar para cezasına çevrilmiş ve 24 ay taksitlendirilmiştir.
Türkiye sermaye için cennet halime getirildi
- İktidara gelir gelmez çıkarttıkları 4857 sayılı İş Kanunu ile taşeron çalıştırma başta olmak üzere esnek ve güvencesiz çalıştırma yasal hale getirilmiş, kiralık işçilik ve özel istihdam büroları içerikli kölelik yasası ile bütün işlerde güvence tamamen ortadan kaldırılmıştır. Gelinen noktada Türkiye sermaye için bir cennet haline gelmiştir. Emek sürekli ucuzlaştırılmış.
Grevler yasaklandı, Taksim Meydanı 1 Mayıslara kapatıldı
- Sendikal hareket baskı altına alınmış, sendikalaşan işçiler işten atılmış ve iktidara bağlı sendikalar egemen hale getirilmiştir. Grevler 'milli güvenlik' gerekçesiyle yasaklanmış, Taksim Meydanı 1 Mayıslarda kapatılmıştır.
Her yıl en az 60 çocuk işçi ölüyor
- Devlet kendi yasalarına dahi uymamış, çalışan çocuklar korunmamıştır. Çocuklar çalışması yasak olan işkollarında çalışmanın yanında 15 yaşın altında da çalıştırılmaktadır. Yoksulluk, 4+4+4 eğitim sistemi, çırak ve stajyerlik uygulamaları, mevsimlik tarım işçiliğinin omurgasının çocuklardan oluşturulması gibi nedenlerle üçte biri 14 yaş ve altında olmak üzere her yıl 60-70 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir.
İş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 20’si emekliler
- Emeklilik yaşı 65’e çıkarılmıştır. Emekli olduğu halde çalışan, emeklilik yaşını beklediği için çalışmak zorunda kalan ve sigortasız çalıştığı ya da sigortası düzenli yatırılmadığı için emekli olma hakkını kazanamayan, maaş alamayan milyonlarca emekli/yaşlı işçi kitlesi oluşmuştur. Yine her yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yüzde 20-25’ini bu işçilerin oluşturması, emekli/yaşlı işçilerin güvencesiz emek haline getirilmesinin bir sonucudur.
Her yıl en az 120 kadın işçi ölüyor
- Tarımda, sanayide, hizmet sektöründe kadınlar en güvencesiz koşullarda çalıştırılmıştır. Bu çalışma koşullarının diğer yanını ise işyerinde şiddet ve taciz oluşturmuştur. Kadınların ev içi emeği de -temizlik, yemek, çocuk ve yaşlı bakımı- görünmez kılınmıştır. Her yıl 120-150 civarında kadın çalışırken hayatını kaybetmiştir.
Her yıl en az 100 göçmen işçi hayatını kaybediyor
- Nüfusun yaklaşık yüzde 10’una yaklaşan göçmenler sigortasız, ucuz, dışlayıcı yani tamamen korunmasız koşullarda çalıştırılmıştır. Son dönemde her yıl 100 civarında göçmen işçi hayatını kaybetmiştir.