Yeni yılın bütçesi TBMM’ye sunuldu. Bütçe giderleri 1 trilyon 751 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 473 milyar lira, bütçe açığı ise 278 milyar lira olacak.
Bütçeye yol göstermek amacıyla, bütçeden iki ay önce hükümet tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP) dolar kuru hedefi 2022 yıl sonu itibariyle 9,27 TL olarak belirlenmişti, bu rakam şimdiden aşıldı. Yıl sonuna kadar 2023 hedefinin de (9,77 TL) aşılması bekleniyor. Dolar kurunun yanlış belirlenmesi, bütçe hedeflerinin tutturulamayacağı, bütçe açığının çok daha fazla olacağı anlamına geliyor.
Pahalılık artıyor
TÜİK verilerine göre bile gıda enflasyonu yıllık yüzde 29’a, konut enflasyonu yüzde 21’e ulaştı. Benzine, mazota, otogaza, elektriğe her gün yeni zamlar geliyor. Açlık sınırı yılın başından Ekim ayına kadar 2 bin 590 TL’den 3 bin 100 TL’ye çıktı. Yoksulluk sınırı ise yine aynı dönemde 8 bin 436 TL’den 10 bin 100 TL’ye çıktı. TL’nin döviz karşısında değeri son bir yılda yüzde 30 düştü.
Sadece akaryakıtta, doğalgazda, elektrikte değil, sanayi mallarından ara ürün ve ham maddeye, gıdaya kadar hemen her alanda ithalata bağımlı bir ekonomi var. Bu nedenle dövizdeki her artış, emekçilerin sofrasına pahalılık olarak yansıyor.
Bütçe sermayeye aktarılıyor
Eğitime, sağlığa, yatırıma, istihdama yeterli pay ayrılmayan 2022 bütçesinde en büyük pay yine sermayeye, patronlara aktarılıyor.
2022 bütçesinden patronlara destek için 68,9 milyar lira kaynak (2021 bütçesinde 50,6 milyardı) ayrıldı. Bu rakama İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanan ve yıllardır sürdürülen prim destekleri dahil değil.
Hükümet, 2022 bütçesinde vergi harcaması adı altında tam 336 Milyar TL’den vaz geçiyor. Söz konusu muafiyet, istisna, indirim ve teşvikler ağırlıklı olarak sermayeye ve patronlara aktarılıyor, sadece 50 milyarlık bir bölümü Asgari Geçim İndirimi (AGİ) adı altında emekçilere veriliyor.
Kaynaklar savaşa aktarılıyor
Bütçede bir diğer kalem savunma ve güvenlik harcamaları adı altında silaha, çatışmaya, savaşa ayrılan para. Savunma ve güvenlik harcamaları; ekonomik ve siyasi krizin derinleşmesine, iç ve dış politikada izlenen gerginlik stratejisine, Suriye’den, Libya’ya, Afrika’ya uzanan emperyal arayışlara paralel olarak artıyor.
Savunma ve güvenlik harcamaları son dört yılda iki kattan fazla arttı. 2021’de 140 milyar liraya ulaştı. 2022 bütçesinde Savunma ve Güvenliğe ayrılan pay yüzde 30 artarak, 181 Milyar lira oldu.
Ayrıca Savunma Sanayii Destekleme Fonuna 2022 bütçesinden 31,3 milyar lira aktarılacak. Bu durumda savunma ve güvenliğe ayrılan bütçe Cumhurbaşkanlığı’na bağlı tüm örtülü ve yedek ödenekler, iç ve dış güvenliğe ilişkin bazı kalemler ve kayıtlara geçmeyen ‘gizli harcamalar’ hariç, 212 milyar lirayı buluyor.
Gelir dağılımı adaletsizliği derinleşiyor
Bu bütçe mevcut gelir dağılımı adaletsizliğini daha da derinleştiriyor, yıllardır emekçilerin omuzlarına yıkılan vergi yükünü daha fazla artırıyor. Pandemiden etkilenen milyonlarca insanın temel gelir güvencesi talebine yer verilmiyor. Bunun yerine emekçilerin cebinden alıp işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği, ‘hazine garantisi’, faiz olarak aktarıyor. Savunma ve güvenlik adı altında savaş harcamalarını artırmayı temel alıyor.
Savaşa değil barışa bütçe istiyoruz
İçinde bulunduğumuz kriz koşullarında dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak; emekten, halktan, barıştan ve çevreden yana bir bütçe istiyoruz.
(Sosyalist İşçi)