KESK, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne yönelik değerlendirme ve taleplerini düzenledikleri basın toplantısında açıkladı.
KESK 2022 yılı merkezi bütçesine yönelik değerlendirme ve taleplerine ilişkin basın açıklaması yaptı. KESK Eş Genel Başkanı Bozgeyik, “Bizim cebimizden alıp işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği , "hazine garantisi", faiz olarak aktarmayı, savunma ve güvenlik adı ile savaş harcamalarını artırmayı temel alan bu bütçeyi kabul etmiyoruz” dedi.
Bozgeyik, dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak; emekten, halktan, barıştan ve ekolojiden yana bir bütçe istediklerini ifade etti.
Mehmet Bozgeyik, halkın temel gündeminin zam yağmurları, TL’nin döviz karşında değer kaybı ile gelirinin, ücretinin, maaşının erimesi olduğunu vurguladı. Milyonların açlığa, sefalete sürüklendiğini söyledi.
Bozgeyik, gıda enflasyonunun yıllık yüzde 29’a, konut enflasyonunun yüzde 21’e ulaştığını belirtti. Hayat pahalılığını körükleyen zam yağmurunun devam ettiğini belirten Bozgeyik, “TÜİK verilerine göre bile sadece son bir yılda yumurta ve domates yüzde 70, tavuk eti yüzde 69, patates yüzde 58, ayçiçeği yağı yüzde 52, mercimek ve margarin yüzde 50, nohut yüzde 42, süt-peynir-yoğurt yüzde 35, ekmek yüzde 28, dana eti yüzde 25 zamlandı” dedi.
Merkez bankasının 23 Eylül ve 21 Ekimde aldığı faiz indirimi kararları sonrası TL’nin döviz karşısındaki erimesinin hız kazandığını söyleyen Bozgeyik, “Bu durumda sadece akaryakıtta, doğalgazda, elektrikte değil, sanayi mallarından ara ürün ve ham maddeye, gıdaya kadar hemen her alanda ithalata bağımlı hale getirilen ülkemizde hayat pahalılığının daha da artması kaçınılmazdır.
Açlık sınırı yılın başından Eylül ayına kadar olan dokuz ay içinde 2 bin 590 TL’den yüzde 18 artış ile 3 bin 49 TL’ye çıkmıştır. Yoksulluk sınırı ise yine aynı dönemde 8 bin 436 TL’den yüzde 18 artış ile 9 bin 932 TL’ye çıkmıştır.
Ocak 2021 itibari ile 4.046 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşı Eylül 2021 itibari ile yüzde 4,5 artış ile 4 bin 239 TL olmuştur. En düşük kamu emekçisi maaşı ile 2021 Ocak ayında 549 dolar alınırken dün itibari ile alınan dolar 114 birim azalarak 435 dolara inmiştir” diye konuştu.
Bütçe sermayeye aktarılıyor
Bozgeyik, "Eğitime, sağlığa, yatırıma, istihdama yeterli pay ayrılamayan 2022 merkezi bütçesinde aslan payının en büyük ortağı yine sermayedir, büyük patronlardır, beşli çete olarak bilinen yandaş müteahhitlerdir. Her yıl gittikçe artarak adeta bütçeyi yutan bir kara deliğe dönen vergi harcaması bunun en büyük ispatıdır.
2022 bütçesinde vergi harcaması adı altında tam 336 Milyar TL’den muafiyet, istisna, indirim ve teşviklerle vazgeçilmektedir. Söz konusu muafiyet, istisna, indirim ve teşviklerden ağırlıklı olarak sermaye, patronlar yararlanmaktadır.
Emekçiler vergi harcamasından sadece asgari geçim indirimi (AGİ) yoluyla yaralanmaktadır. Çalışanlara vergi harcaması kalemi içinde ödenen AGİ bugün 50 milyar TL civarındadır” dedi.
Kaynaklar savaşa aktarılıyor
Bütçede bir diğer ortağın savunma ve güvenlik harcamaları adı altında silaha, çatışmaya, savaşa ayrılan kaynaklar olduğuna dikkat çeken Bozgeyik, “Savunma ve güvenlik harcamaları ülkede yaşanan ekonomik ve siyasi krizin derinleşmesine, iç ve dış politikada izlenen gerginlik stratejisine, Suriye’den, Libya’ya, Afrika’ya uzanan emperyal arayışlara paralel olarak gittikçe artmaya devam etmektedir.
Savunma ve güvenlik harcamalarının son dört yıl içinde iki kattan fazla artarak 2021 itibari ile 140 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nde Savunma ve Güvenliğe ayrılan bütçe yüzde 30 artarak, 181 Milyar TL olarak belirlenmiştir.
Ayrıca Savunma Sanayii Destekleme Fonuna 2022 bütçesinden 31,3 milyar TL aktarılacaktır. Bu durumda Savunma ve Güvenliğe ayrılan bütçe Cumhurbaşkanlığı’na bağlı tüm örtülü ve yedek ödenekler, iç ve dış güvenliğe ilişkin bazı kalemler ve kayıtlara geçmeyen ‘gizli harcamalar’ hariç 212 Milyar’a çıkmaktadır” dedi.
Bozgeyik, “Mevcut gelir dağılımı adaletsizliğini daha da derinleştiren, yıllardır omuzlarımıza yıkılan vergi yükünü daha fazla artıran, pandemiden etkilenen milyonların temel gelir güvencesi talebine yer verilmeyen, bunun yerine bizim cebimizden alıp işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği, ‘hazine garantisi’, faiz olarak aktarmayı, savunma ve güvenlik adı ile savaş harcamalarını artırmayı temel alan bu bütçeyi kabul etmiyoruz.
KESK olarak içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak; emekten, halktan,barıştan ve ekolojiden yana bir bütçe istiyoruz” dedi.
Savaşa değil barışa bütçe istiyoruz
Kamu emekçilerinin 2022 yılı merkezi bütçesine ilişkin taleplerini Bozgeyik şöyle sıraladı:
• Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılmasını,
• Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini,
• Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını,
• Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini,
• Yıllardır “satış sözleşmeleri” ile oluşan mali kayıplarımızın yaşanan gerçek hayat pahalılığı ve yoksulluk sınırında yaşanan artış temel alınarak telafi edilmesini,
• Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi yükünün hafifletilmesini, bunun için gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,
• Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak kaydıyla “temel gelir güvencesi” verilmesi için bütçeden kaynak ayrılmasını,
• Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,
• Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını,
• Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynaklarının barış ve demokrasi için kullanılmasını,
• İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını,
• Kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin güçlendirilmesini,
• Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini istiyoruz.