Bitcoin: Kapitalist bir para birimi

20.12.2017 - 13:33

Alexander Joseph, son günlerin en popüler tartışmalarından bitcoin tartışmasına el atıyor ve bitcoin'in kapitalizme meydan okumadığını savunuyor. 

Bitcoin adı verilen sanal para birimi halkın yoğun ilgisini çekiyor. Hızlı bir şekilde zengin olmak isteyen vurguncular da bu para birimine dikkat kesilmiş durumda. 2017’nin başında bir Bitcoin’in fiyatı 700 poundun biraz üzerindeydi. Şimdi ise neredeyse 15.000 pound ediyor, bu da yaklaşık %2000’lik bir artış demek.

Pek çok bankacı ve finans uzmanı Bitcoin’in bir dolandırıcılık, bir “Ponzi şeması” olduğunu iddia ediyor ve onun çok para kaybetmek için güvenilir bir yöntem olduğunu söylüyorlar. Ancak Bitcoin’i ideolojik olarak savunan uzun süreli destekçileri, onu merkez bankalarının ve hükümetlerin kontrolünü sarsmanın bir aracı olarak görüyor. Onlar devleti bir para manipülatörü olarak görüyor ve para arzını merkezsizleştirdiğini iddia ettikleri Bitcoin’in bu özelliği nedeniyle “demokratikleştirici” olduğunu savunuyorlar. Örneğin onun muhasebesini merkez bankaları değil, şifreli bulmacaları çözen bilgisayarlar tutuyor. Yine de Bitcoin’lerin %40’ının yalnızca 1000 kişinin elinde olduğu tahmin ediliyor.

Bir dizi harf ve rakamın böylesine büyük spekülatif yatırım akışlarını kendine çekmesi ana akım ekonomistleri kafalarını karıştırıyor ve onları endişelendiriyor. Onları en çok şaşırtan ise Bitcoin’lerin –en azından şimdilik– merkez bankalarının kontrollerinin dışında bir para türü hâline gelmiş olduğu gerçeği.

Devrimci Karl Marx bu duruma şaşırmazdı. Marx, patronların kârlarının kaynağının işçilerin emeği olduğunu savundu. Malların değerinin “toplumsal olarak gerekli emek zamanı” yani ortalama bir işçinin onları üretmek için harcadığı zamanın süresi tarafından belirlendiğini söylemişti. Ancak Marx aynı zamanda finansal varlıkların –ve bazen diğer malların da– fiyatlarının bu değerden sapabileceğini açıklamıştı.

Peki, mali balonlar başlangıçta nasıl şişiyorlar ve onların patlamalarına ne sebep oluyor? Marx “fiziki sermaye” ile “hayali sermaye” arasında bir ayrıma gider. Fiziki sermaye üretim araçlarıdır; fabrikalar, bürolar, çağrı merkezleri. İnsan emeği onlarla çalışarak yeni değerler üretir. Kârın kaynağı budur. Hayali sermaye ise hisse senetleri, tahvil ve bonolar tarafından temsil edilir ve onların gerçek üretimle yalnızca dolaylı bağları vardır. Onların fiyatları bir noktaya kadar hızla tırmanabilir. Bunun nedeni kısmen, kapitalizm altında üretimin planlı olmamasıdır. Bu yüzden yatırımcıların bilişim teknolojileri veya bitcoin gibi yeni teknolojilere veya ürünlere yatırım yapmaktan alıkoyan hiçbir şey yoktur. Aynı şekilde bir endüstrideki bütün paralarını çekmelerinin önünde de hiçbir engel yoktur.

Son tahlilde hayali sermaye, fiziki sermayeye dayanır yani şişebileceği miktar üretilen kâra bağlıdır. Eğer 2007 kredi sıkışmasından önce olduğu gibi, kârlılık sorunları varsa balonlar hızla patlayabilir. Bitcoin’in durumu daha karışık çünkü o bir tür para. Bitcoin spekülatif bir varlık olarak son derece başarılı. Ancak bu bir para türü olarak çok da başarılı olmadığı anlamına geliyor; eğer değeri artıyorsa insanlar onu neden harcasınlar ki? Bitcoin’in kalbindeki çelişki onun değerinin tam da yıkması için tasarlandığı kâğıt paraların cinsinden ifade edilmesi. Balonlar varlıklarını yıllar boyunca koruyabilir ve Bitcoin dünya çapında bir fenomen.

Kapitalizm altında mal üreten insanlar arasındaki ilişkiler belirsizleştirilmiş, anlaşılmaz hâle getirilmiştir. Bu ilişki işçiyi sömüren patron gibi bir sosyal ilişki olarak gözükmez, mallar piyasada değiş tokuş edilir. Marx buna “meta fetişizmi” adını vermişti ve Bitcoin bunu daha da öteye taşıyor.

Bitcoin, kapitalizmin mantıksal bir parçasıdır. Eriyen buz dağlarının altında petrol çıkarmak için sondaj yapmaktan veya Papua Yeni Gine açıklarında denizin diplerinde altın arayacak makineler inşa etmekten daha irrasyonel değildir. Yalnızca üretimin insan ihtiyaçlarının karşılanması için yapıldığı sosyalist bir toplum böylesine bir israf ve spekülasyondan bizi kurtarabilir.

Alexander Joseph

(Socialist Worker'dan çeviren Onur Devrim Üçbaş)



Bültene kayıt ol