"Eğitim sisteminin, ahlak anlayışının, toplumun değişmesi gerekir." Beliz Apa yazdı.
Toplumsal normlar tarih boyunca her bölgede farklı ve sürekli değişim içinde olmuşlardır. Her daim etkileşim içinde olan toplumların zamanla birbirlerine benzemeye başladığını, coğrafyaları gereği sürekli çatışma içerisinde olan devletlerinse birbirlerinin en farklı yönlerine sıkıca sarıldıklarını görebiliriz.
Binlerce yıllık insan etkileşimiyle oluşan ortak küresel yapının sonuçlarından biri, LGBTİ+ bireylerin sıra dışı olarak görülmeye başlanmasıdır. Son birkaç yüzyıla kadar ikili cinsiyet sınıflandırmasını benimsememiş olan veya heteroseksüellik-dışı cinsel yönelimleri de “normal” kabul eden toplumlar bulunurken, kolonileştirme süreci sonrasında bu toplumlar ve onların kültürleri büyük oranda unutuldu.
Türkiye’de son on yılda yüzlerce LGBTİ+ birey cinayete kurban gitti. Sokakta sevgilisiyle beraber yürüyen veya kendilerini yakın hissettikleri cinsiyetin kıyafetlerini giyen masum insanlar ahlak bahanesiyle katledilmişlerdir. Öldürülmeyen bireyler ise ahlak bahane edilerek sürekli bastırılmakta, tehdit edilmektedirler.
Türkiye’de bu gibi nefret suçlarına en sık kurban gidenler ise trans bireyler. Heteroseksüel olmayan insanlar, bilhassa da bir bireyin trans olduğunu bazen dışarıdan anlamak mümkün olduğu için, sıkça hedef alınmaktadırlar. Ülkemizde 2009-2014 arasında yaşanan 34 cinayet, bizi trans bireylere karşı nefret suçlarında Avrupa birincisi yaptı.
Medya ve toplumun geri kalanı, bu katileri kınamak, hak ettikleri cezayı vermek yerine kimi zaman açık açık alkışlamış, kimi zaman da sözde haber yaparken cinayetin kurbanını aşağılamışlardır. LGBTİ+ bireylerin hakkını korumak için mücadele eden insan ve gruplar ‘ahlaksızlar’ olarak görülmektedir. Bu durum, LGBTİ+ bireyleri nefret suçundan koruyacak kanunların çıkarılmasını ve katillere hak ettikleri cezanın verilmesini engelliyor.
Buna rağmen, LGBTİ+ bireyler mücadelelerine devam etmelidirler. Toplumsal yapıyı ve normları mücadele ile değiştirmek mümkündür.
Bütün cinsel yönelimleri ve cinsiyetleri kabullenecek, onları kendilerinden farklı görmeyecek şekilde bir toplum oluşturmak çok önemli. Bunun için eğitim sisteminin, ahlak anlayışının, toplumun değişmesi gerekir.
Çünkü nefret doğuştan gelmez, öğretilir.
Beliz Apa
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.