Güney Kore’deki darbe girişimi konusunda Uluslararası Sosyalist Akım'ın (IST) açıklaması:
Güney Kore’de 3 Aralık gecesi Başkan Yoon Suk Yeol’un sıkıyönetim ilan etme girişimine karşı sokaklara çıkan ve başkanı ilan ettiği bildiriyi altı saat sonra geri çekmek zorunda bırakan herkesi selamlıyoruz.
Yoon ve yandaşlarının darbeyi yönetmekteki beceriksizlikleri, hiçbir şekilde rehavete kapılmaya neden olmamalıdır. Bu, Ulusal Meclis’teki muhalefet çoğunluğunu susturmayı ve tüm siyasal faaliyetleri bastırmayı amaçlayan ciddi bir teşebbüstü. Bu teşebbüste özellikle işçi hareketini hedef alınıyor; bildirideki bazı maddeler grevleri ve gösterileri yasaklıyor, grevdeki sağlık işçilerine işlerine geri dönmelerini emrediyordu. Eğer Yoon ve sağcı destekçilerine soluklanacak fırsat verilirse, hatalarından ders alıp ikinci bir denemede bulunabilirler.
Kore İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen iç savaştan bu yana, keskin bir şekilde bölünmüş bir toplum. Bu kendisini Kore yarımadasının Kuzey ve Güney olarak bölünmesinde gösteriyor. Güney Kore sağı 1961-1987 dönemindeki askeri diktatörlüğü hatırlamayı sürdürüyor. Sıkıyönetim son olarak General Chun Doo-hwan’ın 1979’da iktidarı ele geçirip Gwangju ayaklanmasını acımasızca bastırdığında ilan edilmişti. 2017’de asıl askeri diktatör Park Chung Hee’nin kızı olan, yolsuzluğa bulaşmış sağcı başkan Park Geun-hye’yi iktidardan uzaklaştırmak için demiryolu işçilerinin kitle grevlerine gitmesi gerekmişti.
İşçilerin ve öğrencilerin isyanı 1987’de askeri yönetime son verse de Kuzey Kore tehdidi, Ulusal Güvenlik Yasası kapsamında temel haklara getirilen kapsamlı kısıtlamaların meşrulaştırılması için kullanıldı. Yoon 3 Aralık’taki konuşmasında kuzeyin yarattığı tehdit söylemini kullanarak, “Kuzey Kore komünist güçlerinin ve Kuzey Kore yanlısı, devlet karşıtı utanmaz güçlerin tehditlerini” kınadı. Yoon, Amerika Birleşik Devletleri’nin sadık bir müttefiki oldu; Kuzey Kore ile çok tehlikeli bir çatışmayı tırmandırdı, Çin’in etrafının çevrelenmesini destekledi ve Ukrayna’ya yardım gönderdi.
Darbe girişiminin küresel anlamda bir önemi var. Diğer neoliberal başkanlar da-Fransa’da Emmanuel Macron, Arjantin’de Javier Milei- meclis çoğunluğuna sahip olmadan kendi politikalarını uygulamakta zorlanıyorlar. Eğer Yoon başarılı olsaydı, bu kışkırtıcı bir emsal oluşturabilirdi. Ocak ayında Donald Trump Beyaz Saray’a döndüğünde, Cumhuriyetçiler ABD hükümetinin tüm organlarını kontrol ediyor olacaklar. Ama eğer işler onun için kötüye gitmeye başlarsa, doğrudan anti-demokratik yöntemlere başvurmak ona çekici gelecek. Trump’ın cesaretlendirdiği 6 Ocak 2021’deki Amerikan Kongre Binası baskını, ulusal güvenlik aygıtı onu durdurmak için sonunda müdahale ettiğinde başarısızlığa uğradı. Yine bu kadar şanslı olacağımız ihtimaline bel bağlayamayız.
Yoon’un beceriksizliği solda yer alan bazılarının darbelerin modasının geçtiğini söylemelerine neden oldu. Bu aptalca bir düşünce olur. 21. yüzyılın en önemli kitlesel ayaklanması olan 25 Ocak 2011 Mısır Devrimi, Mareşal Abdülfettah es-Sisi’nin 3 Temmuz 2013’te yaptığı kanlı bir askeri darbeyle ezilmişti. Askeri rejimlerin yönetiminin henüz hafızalarda taze olduğu Latin Amerika’da bir dizi başarısız darbe girişimi gerçekleşti.
Güney Kore’deki sıkıyönetim ilanı, küresel finansal krizin ardından ana akım burjuva siyasetinde yaşanan istikrarsızlaşmasının bir başka alameti. Bu girişim tümüyle ezilmeli, Yoon ve destekçileri görevden uzaklaştırılarak en kısa sürede hapse atılmalıdır. Kore Sendikalar Federasyonu tarafından ilan edilen süresiz genel grev, Yoon yönetimi bütünüyle yerinden edilene kadar, topyekûn bir şekilde uygulanmalıdır. Eğer Yoon iktidarda kalmaya çalışırsa, Güney Kore’deki demokrasiyi savunma mücadelesiyle dayanışan dünya çapında bir protesto hareketinin inşa edilmesine katkıda bulunacağız.
Uluslararası Sosyalist Akım Koordinasyonu
4 Aralık 2024