Brezilya seçimleri: İkinci tur ve Lula’nın durumu

04.10.2022 - 16:35

Socialist Worker’dan Sophie Squire, 30 Ekim'de gerçekleştirilecek ikinci tur oylamaya kalan başkanlık seçimlerini yorumladı.

Brezilya’daki başkanlık seçimlerinde hiçbir adayın yüzde 50'lik çoğunluğu elde edememesinin ardından, seçimden bir sonraki gün son derece gergin bir ortam hakimdi, çünkü sonuçlar bu ayın sonunda gerçekleştirilecek ikinci turda belli olacak.

İşçi Partisi (PT) adayı Luiz Inacio Lula da Silva oyların yaklaşık yüzde 48'ini aldı. Aşırı sağı temsil eden mevcut başkan Jair Bolsonaro ise anketlerin tahmin ettiğinden daha fazla (yüzde 43) oy aldı.

Beklenenden fazla oy almış olması, aşırı sağın taktiklerine karşı dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor: Tepeden itilip yuvarlanmış olsalar da oylarını koruyabiliyorlar.

Bolsonaro destekçileri valilik ve parlamento seçimlerinde de bunu başardı. Nüfus yoğunluğu en yüksek olan üç eyalette; Sao Paulo, Rio de Janeiro ve Minas Gerais'te Bolsonaro'nun müttefikleri valilerin birbiriyle yarışında ya yönlendirici unsur oldu ya da doğrudan kazandı.

Lula'nın koalisyonunun kongredeki performansını biraz daha iyileştirmesi bekleniyordu, ancak görünen o ki çoğunluğu sağlamayı başaramayacak.

Bolsonaro'nun yeniden seçilmesi bir felaket olur. Adı derin yolsuzluklarla anılan bir başkan oldu ve insanları hastalığa terk eden Covid politikaları 686 bin kişinin ölümüne sebep oldu. Bunların yanı sıra, Amazon bölgesinin dev şirketlerin çıkarları için parçalanmasına göz yumarak tam anlamıyla bir ekolojik felakete dönüştü. Geçtiğimiz yıl 13.235 kilometrekarelik bir arazi ormansızlaştırıldı. Bir önceki yılla kıyaslandığında, ormansızlaştırılmış arazinin yüzölçümünde yüzde 22’lik bir artış olduğu anlaşılıyordu.

Şimdi, Lula'nın ikinci turda kazanmak için sağa yanaşmaya başlaması da beklenebilir. Diğer taraftan, Bolsonaro’nun seçilme ihtimalini artıran faktörlerden biri de daha önceki İşçi Partisi (PT) yönetiminden geriye kalan hayal kırıklığıydı. PT, işçilerin kitlesel mücadelelerinden çıkan bir parti olmasına rağmen, 2002'de Lula'nın cumhurbaşkanı seçilmesinden önce bile, mevcut düzene uyum sağlamaya hazır olduğunu göstermişti. PT'yi ortaya çıkaran mücadele ve onun demokratik geleneği, söz konusu iktidara gelmek olunca değişti. 

Önemli reformlar da gerçekleştirildi. Lula, “Sıfır Açlık” ve “Aile Sepeti” gibi bazı sosyal yardım programlarını getirmiş ve Brezilya’daki derin eşitsizliği biraz iyileştirmeyi başarmıştı. Ancak bu reformlar, Brezilya'nın ihraç ettiği ürünlerin yükselen fiyatlarına odaklıydı. Fiyatlar düşmeye başladığında reformlar da durdu.

Lula'dan sonraki başkan Dima Rousseff ise kemer sıkma politikasını uygulamaya başladı. Bu gelişme, PT içindeki yolsuzlukla birleşti, Bolsonaro'ya kapı aralandı. Fakat şimdi iş dünyasının büyük aktörleri, Bolsonaro yönetimindeki kaos ve belirsizliğe dönmektense Lula’nın zaferini tercih ediyor gibi görünüyorlar.

Ne var ki Bolsonaro, 30 Ekim'de kaybetse dahi sonucu kabullenmeyebilir. Nitekim destekçilerine, mücadeleye hazır olmaları gerektiğini söylerken “savaşmamız gerekiyor” diyor, anket sonuçlarının “hiçbir anlam ifade etmediğini” dile getirip duruyor.

Bolsonaro'nun bir dönem daha başkanlık yapmasına engel olmak için, önümüzdeki günlerde sokaktaki mücadeleyi büyütmek şart oldu. Fakat Lula kazansa da bu mücadele durmamalıdır. Hangisi başkan olursa olsun, değişim için verilen mücadelenin devam etmesi gerekiyor.



Bültene kayıt ol