Putin, Ukrayna savaşında ölümcül bir tırmanış tehdidinde bulundu ve yanıt NATO değil

23.09.2022 - 09:15

Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, 300.000 yedek askeri çağıracağını açıkladı ve nükleer silahları kullanabileceği tehdidini savurdu.

 

Ukrayna'daki savaş korkunç bir şekilde derinleşirken, Vladimir Putin Çarşamba günü yaptığı açıklamada, nükleer silahların potansiyel kullanımı konusunda blöf yapmadığını söyledi. Ayrıca askeri güçlerin son yenilgilerine yanıt olarak 300.000 yedek askeri için seferberlik ilan etti.  

Putin'in açıklamalarından kısa bir süre sonra birkaç şehirde hemen bir avuç dolusu kişiyi içeren küçük protesto gösterileri gerçekleşti. Vesna savaş karşıtı hareketi de diğer gruplar gibi, savaş karşıtı muhalefete cesaret verdi; "Putin için ölmek zorunda değilsin. Seni sevenlerin sana Rusya’da ihtiyaçları var. Otoriteler için, hiçbir anlam ve amacı olmadan çarçur edilecek yemlersiniz.”

“Rus ordusunu birliklerde ve cephede ‘özel harekata’ katılmayı reddetmeye veya mümkün olan en kısa sürede teslim olmaya çağırıyoruz.”

Savaş karşıtı gruplar Çarşamba akşamı onlarca şehirde protesto gösterisi düzenledi. Moskova ve St. Petersburg'daki gösterilere binlerce kişinin katıldığı görüldü ve polis eylemlere saldırılarla, toplu tutuklamalarla karşılık verdi.

Moskova'da insanlar “Çocuklarımız için yaşam”, “Putin'siz Rusya” ve “Savaşa hayır” sloganları attılar.

OVD-Info sivil haklar grubu, ülke genelinde 1300'den fazla kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Buna hem Moskova hem de St. Petersburg'da gözaltına alınan 500'den fazla kişi de dahil. Tutuklamaların ölçeği, çok sayıda insanın sokaklara döküldüğünü gösteriyor.

Rusya devlet başkanı aylardır Ruslara savaşın yalnızca profesyonel askerler tarafından yürütüleceğine dair güvence verdi. Ordu, büyük ölçüde mevcut askerlere ve artan ücret umuduyla orduya katılmak için cezbedilen yoksul bölgelerden gelen askerlere dayanıyordu.

Yeni çağrı, tüm yedek askerlerin görevlendirilmesini amaçlamıyor. Ancak bu, aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna'da savaşmak ve muhtemelen ölmek için gönüllü olacak yeterli sayıda askere sahip olmadığının da kabulüdür. Putin televizyonda yaptığı konuşmada, Ukrayna'daki savaşın şu anda Rusya'nın varlığını tehdit ettiğini söyledi ve “Batı'nın amacı sonunda ülkemizi zayıflatmak, parçalamak ve yok etmektir" dedi.

Aynı konuşmada "Rusya'nın egemenliğini, güvenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için kısmi seferberliğin gerekli olduğu” konusunda ısrar etti. Putin, Batı'nın Ukrayna'ya silah sevkiyatlarını artırmaya devam etmesini, herkese Rusya'nın “çeşitli yüksek etkili silahlara da sahip olduğunu” hatırlatmak istediğini sözlerine ekledi. Şöyle diyordu; "Bazı yönlerden NATO ülkelerininkinden daha güçlüyüz ve ülkemizin toprak bütünlüğüne karşı bir tehdit oluşması durumunda, Rusya'yı ve halkımızı korumak için elimizdeki tüm araçları kullanacağız. Bu bir blöf değildir.”

Putin ayrıca, doğu ve güney Ukrayna'nın bazı bölgelerinin ilhakının yaklaşmakta olduğunu da açıkça belirtti. Bu hafta sonu ilhakı tasdik ettirmek için referandumlar düzenledi. Eski cumhurbaşkanı ve güvenlik konseyi başkan yardımcısı Dmitri Medvedev, referandumların bu bölgeleri Rusya topraklarının bir parçası haline getireceğini söyledi: Ukrayna bundan sonra onlara saldırırsa, Rus ordusu nükleer silah kullanma hakkını saklı tutar.

"Taktik nükleer silahların" kullanımı 1990'ların sonlarından bu yana Rus askeri doktrininin bir parçası olmuştur. Bu, daha güçlü ve genişleyen Nato ittifakıyla rekabet eden daha zayıf bir emperyalist gücün ölümcül eylemidir. Ancak Rusya, nükleer silah kullanımını onlarca yıldır ilk defa bu kadar açık bir şekilde dile getirdi.

Rusya savunma bakanı Sergei Shoigu, Putin'in konuşmasının ardından yaptığı açıklamada, Rusya'nın yüz binlerce kişiyi seferber etmeyi hedeflediğini söyledi.

Yetkililer, Moskova gibi büyük şehirlerden daha az yedek asker alınacakken daha fazla kırsal alanın daha yoğun kullanılmasıyla ülkenin farklı bölgelerine kota uygulayacaklar. Putin rejimi bunun muhalefeti azaltacağını umuyor.

Hükümet seferberlik kararnamesini yeni bir yasa tasarısıyla destekledi. Tasarı, modern tarihte ilk kez, “sıkıyönetim” ve “savaş zamanı” kelimelerini Rus Ceza Kanunu'na eklemiş oldu. Yedek birliklerdeki Ruslar, askerlikten kaçınmaları veya askerlikten vazgeçmeleri halinde cezai kovuşturma ile karşı karşıya kalacaklar.

Siviller için tasarı, “seferberlik döneminde veya sıkıyönetim koşulları altında ve savaş zamanlarında" işlenen herhangi bir suça ağırlaştırıcı bir şart ekliyor: Gönüllü olarak savaş esiri olduklarına karar verilen askerler üç ila on yıl hapis cezasına çarptırılacaklar. Ve tasarıda işçilere yönelik yeni cezalar da var. Askeri üretim için devlet siparişlerinin yerine getirilmemesi durumunda on yıla kadar hapis cezası uygulanacak.

Putin'in bu savaşı tırmandırması açık bir şekilde kınanmalıdır. Ancak bu gelişmeler, Ukrayna'yı vekalet savaşının alanı olarak kullanan diğer emperyalistlerin şeytanca planlarının da bir sonucudur. Batı, Ukrayna’ya silah yığarken ve Ukrayna saldırılarını teşvik ederken, bu tür gelişmeleri neredeyse kaçınılmaz kıldı. Olası nükleer silah kullanımının eşiğine gelindiğinde bile NATO bir an duraksamadı.

Putin'in tehdidini asla yerine getiremeyeceğini varsaymak son derece tehlikelidir.

Savaşa ve tüm emperyalist güçlere karşı Doğu’da ve Batı’da direniş devam etmelidir. Umut, NATO’nun silahlarında değil, büyüyen ve işçi sınıfıyla bağlantılı olan Rus savaş karşıtı protestolarda yatıyor.

 

Charlie Kimber

Socialist Worker’dan Şenol Karakaş çevirdi.



Bültene kayıt ol