Kitlesel direniş Sudan sokaklarına yayılıyor

02.07.2022 - 10:43

Sudan’ın dört bir yanındaki kitlesel eylemler, polisin ve devletin uyguladığı acımasız şiddete rağmen devam ediyor, eylemciler dokuz kişinin öldürüldüğünü bildiriyor.

Sudan’da 30 Haziran Perşembe günü, sıradan insanların askeri hükümete boyun eğmeyeceklerini vurguladıkları devasa ve yaygın eylemler gerçekleşti. Son dönemde yapılan diğer eylemlerin ötesine geçen bu eylemlerin bazılarında oturma eylemleri de oldu. Örneğin başkent Hartum’da iki ayrı bölgede oturma eylemleri yapıldı. Bunlar o dönemde rejim için derin bir kriz yaratan 2019’daki cüretkâr eylem taktiklerini hatırlatıyor.

Perşembe günü acımasız devlet otoriteleri, eylemler karşısında alışık oldukları baskılara başvurdular. Sabah saat 10’a geldiğinde eylemciler, polisin ve ordunun çoğunluğu Omdurman şehrinde olmak üzere dokuz kişiyi öldürdüğünü bildiriyordu. Omdurman’da bulunan Kur'an-ı Kerim ve İslam Bilimleri Üniversitesi’nin çatısındaki bir keskin nişancı, yürüyüş yapanların üzerine gerçek mermilerle ateş etti. 

Hartum’da güvenlik güçleri, göstericilerin başkanlık sarayına yürümesini engellemek için göz yaşartıcı gaz ile tazyikli su sıkan araçlar kullandı. Ancak bu yürüyüşü durduramadı. Hartum’un kuzeyinde bulunan Bahri’de göstericiler, Al Mak Nimer köprüsünü zorlayarak polisleri ve askerleri aşıp köprüyü geçtiler. 

Daha sonra El Muassasa ve Başdar’da oturma eylemleri başladı. Başlangıçta bu eylemlerin 24 saat süreceği açıklandı ama bu sürenin katılımcıların oylarına göre uzatılabileceği söylendi. Günün erken saatlerinde göstericiler başkentin ana caddelerinden bazılarını taşlar ve yanan lastiklerle kapatmışlardı. Sudan’ın iki özel Telekom şirketinin çalışanları, şirket yetkililerinin onlara perşembe günü boyunca internet kapatmalarını emrettiğini söyledi. 

Sudan’daki Radio Dabanga, Darfur’daki Nyala ve Zalingey’de, Güney Kordofan’daki Kadugli’de, Doğu Sudan’daki El Gedaref ve Kassala’da ve Kuzey Sudan’daki Dongola ve Atbara’da eylemler yapıldığını haberini geçti. Ülkenin Kızıldeniz eyaletinde bulunan Port Sudan şehrinde göstericiler baskıyla ve göz yaşartıcı gazla karşılaştı. 

Sudan halkı, General Abdülfettah el-Burhan’ın geçtiğimiz yılın 25 Ekim’inde yönetime el koymasının ardından, sekiz ay boyunca cesurca mücadele etti. Darbe sözde kalan bir “demokrasiye geçiş sürecini” sona erdirdi. Aynı zamanda ordu ve sivil liderler arasında yapılan sahte “iktidar paylaşımı anlaşmasını” da sonlandırdı. 

Perşembe önemli bir gündü çünkü 30 Haziran 1989’da Ömer El-Beşir askeri bir darbeye liderlik etmiş ve seçilmiş hükümeti devirmişti. El-Beşir neredeyse 30 yıl boyunca iktidarda kaldıktan sonra 2019 yılında, uzun bir isyan ve devrim sürecini başlatan kitlesel bir hareket tarafından iktidardan uzaklaştırıldı. 

Orduya meydan okunmasını örgütleyen eylemcileri bir araya getiren yerel demokratik yapılar olan direniş komitelerinin oluşturduğu ağlar, yürüyüşleri organize etti. Socialist Worker’a konuşan Hartum’daki Şark-El Nil Güney Koordinasyonu’nun bir üyesi “bugünü halkın devrimi sürecine kendimizi yeniden adamak için kullanıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Hartum Eyaleti Direniş Komiteleri Koordinasyonu yürüyüşlerin “darbe otoritesinin baskıcı iktidarını devirecek güçlü bir fırtına” olmasını umduklarını açıkladı. “Sokağa çıkacak ve darbe devrilene kadar geri dönmeyi ve görevimizden ayrılmayı reddedeceğiz. Bu biz zafere ulaşana kadar sürecek açık bir savaş. Ya amaçlarımıza ulaşacağız veya ulaşmaya çalışırken yok olacağız. Önümüze koyduğumuz hedeflere, hainlerin, korkakların ve kaytarıcıların muhalefetine rağmen ulaşacağız. Bunun için de eylemler, grevler, itaatsizlik ve barikatlar gibi tüm barışçıl araçları kullanacağız.”

Göstericiler rejimin devrilmesini, sivil bir hükümet kurulmasını ve demokratik bir dönüşüme gidilmesini talep ediyor. Ordunun iktidarı başkasına devretmek istememesinin nedenlerinden biri, onların ekonominin geniş kesimlerini kontrol ediyor olması. İleri Savunma Araştırmaları Merkezi’nin (C4ADS) bu hafta yayınladığı bir raporda güvenlik aygıtının seçkinlerinin sahibi olduğu 408 ticari varlıktan oluşan bir veri yayınlandı. Bu varlıkların arasında tarım holdingleri, bankalar ve tıbbi ithalat şirketleri de bulunuyor. 

C4ADS’nin başında ABD askeri kurumlarıyla bağlantılı kişiler yer alıyor. Sudan’daki para akışının nasıl gerçekleştiğini biliyor. Rapora göre kullandığı şiddet nedeniyle kötü bir üne sahip olan Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri Hamdan Dagalo’nun ailesi ülkedeki büyük bankalardan Khaleej Bankası’nın %28’inden fazla hissesini elinde bulunduruyor. Daha pek çok holdingi de var.   

Perşembe günü sokaklara çıkan muazzam bir cesaret ve kararlılık gösterdiler. Ancak acımasız rejim sadece bu niteliklerle yenmek mümkün değil. Direniş komitelerinin sadece eylem grupları olmaktan çıkıp, generallerin ve onların destekçilerinin hükümetine karşı alternatif bir hükümetin merkezi haline gelmesi gerek. Bu yapının işçilerin en örgütlü kesimleri içinde -Telekom, taşıma, finans, liman işçileri ile hastaneler, okullar ve üniversiteler gibi kamu kurumlarında çalışan işçiler- grevlerin inşa edilmesiyle bağlantılanması elzem. 

Son dönemde yapılan öğretmen grevleri maaşlar ve çalışma koşulları konusunda gerçek kazanımlar elde etti. Ayrıca 18 öğretmen komitesi 30 Haziran eylemine katılacaklarını ilan etti. Direniş komitelerinde temel meseleler konusunda tartışmalar var. 15 eyaletteki direniş komiteleri tarafından kabul edilen Halk İktidarı için Devrimci Misak metninde, bir hükümetin kurulması konusunda bir yol haritası yer alıyor. Bu yol haritası, darbeye karşı direniş sürecinin bir parçası olarak yerel konseylerin seçilmesine derhal başlanmasını içeriyor. 

Ancak bu metin aynı zamanda kamu-özel karma ekonomik sistemine bağlı kalarak sınırlandırıyor, böyle davranmak şu anki zenginlik yapısının büyük kısmının aynen varlığını korumasına neden olacak. Devrimin derinleşmesi ve hem rejimi hem de onun ekonomik destekçilerini devirmek için örgütlenmesi gerek. 

Devrimin Kronolojisi

Aralık 2018: Ekmeğin ve diğer temel tüketim maddelerinin fiyatlarının üçe katlanması eylemlere neden oldu. Bu eylemler kısa sürede askeri bir darbenin ardından ülkeyi 30 yıldır yönetmekte olan Ömer El-Beşir rejimine karşı siyasal bir isyana dönüştü. Baskıya rağmen gösteriler sonraki üç ayda giderek büyüdü.

Nisan 2019: Hartum’daki bir yürüyüşün ardından eylemciler dağılmak yerine, ordu karargahının etrafındaki alanı işgal ettiler ve süresiz bir oturma eylemi başlattılar. Kendilerini saldırılardan korumak için barikatlar kurdular, gıda ve su dağıtımını organize ederek, güvenliği örgütlediler, kültürel projeler yürütmeye ve ne yapacaklarını tartışmaya başladılar. Bu durum başka yerlere de örnek oldu, başka şehirlere de yayıldı. İşçiler sadece bireyler olarak değil, işyerlerinden gelen örgütlü gruplar olarak eylemlere katıldılar.

11 Nisan 2019: Gösterilerin ölçüsünden korkan ordu komutanları, Beşir’in görevden alındığını açıkladı. Ama ordu iktidarda kalmayı sürdürdü. Gösteriler ve oturma eylemleri devam etti ve işçiler 28-29 Mayıs’ta güçlü bir genel grev yaptılar.

3 Haziran 2019: Kötü ünlü Hızlı Destek Kuvvetleri’nin yarı para-militer güçlerinin liderliğindeki askeri konsey güçleri Hartum’daki oturma eylemini dağıttı ve en az 110 kişiyi öldürdü. Ama eylemler ve grevler devam etti.

Ağustos 2019: Ordudan kurtulmak için gösterileri inşa etmek yerine, yozlaşmış bir anlaşma ile ordu ve demokrasi yanlısı hareket arasında bir “iktidar paylaşımına” gidildi.

Ekim 2019: Değişimin gerçekleşme hızının yavaşlığına ve ekonomik zorluklara öfkeli olan çok sayıda kişinin katıldığı eylemler sokakları doldurdu.

Temmuz 2020: “Devrimin yolunu düzeltmek için” bir milyona yakın kişi yürüdü.

Ekim 2021: Geçiş anlaşması ordunun çekilmesini gerektiriyordu ama ordu iktidarda kalmak için bir darbe düzenledi. Derhal sokak eylemleriyle karşılaştı.

6 Kasım 2021: Sudan’ın dört bir yanında bir milyon kişi orduya karşı sokağa çıktı. Yolları kapattılar ve ordunun kontrolünü kabul etmeyeceklerini açıkça belirttiler.

21 Kasım 2021: Darbenin devirdiği sivil başbakan, Abdullah Hamduk, bir geçiş döneminde teknokratlardan oluşacak bir hükümetin başına geçmek için General Abdülfettah el-Burhan ile bir anlaşmaya vardı. Darbe karşıtı muhalefetin çoğunluğu bu hamleyi, ordu aslında görevde kalırken değişim yaşandığı görüntüsünü yaratmaya çalışan bir sahtekarlık olarak görüp reddetti. 

2 Ocak 2022: Devam eden kitlesel sokak eylemleri Hamduk’u istifaya zorladı. Birleşmiş Milletler ve Batılı güçler sokaklardaki halk ile generaller arasında bir uzlaşma aramayı sürdürdü.

Charlie Kimber

Socialist Worker'dan Onur Devrim çevirdi

 



Bültene kayıt ol