Meksika’da lityum madenlerinin kamulaştırılmasına karar veren düzenleme meclisten geçti. Ülke yenilenebilir enerji dönüşümüne hazırlanıyor.
Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador, ülkenin enerji kaynaklarının kontrolünü geri almak üzere bir enerji reformu gerçekleştirme hazırlığında. Enerji kaynaklarını kamulaştırmak, yani şirketlerden geri alınan hakları kamuya devretmek isteyen Obrador ülke doğal kaynaklarının ve bilhassa da yenilenebilir enerji dönüşümünde çok önemli bir yere sahip olan lityum madeninin “ulusun malı olarak kalması” amacıyla yasal düzenlemeler getirdi.
Günümüzde neredeyse tüm elektrikli taşıtların bataryalarında lityum kullanılıyor. Hatta küresel lityum üretiminin yaklaşık yarısı elektrik taşıtların ihtiyacını karşılamak üzere sürdürülüyor.
Lopez Obrador’dan önce sosyalist lider Evo Morales de kendi ülkesi Bolivya’da bir lityum atılımı başlatıp, lityum başta olmak üzere tüm doğal kaynakları çokuluslu şirketlerin ellerinden geri almak istemişti. Morales’in birkaç aşamadan oluşan planı, lityum kullanılan pillerin de Bolivya’da üretilmeye başlanması için tesisler kurmayı da içeriyordu. Yani Bolivya’yı kaynakları sömürülen bir ülke olmaktan çıkarıp sanayi atılımı başlatan bir ülkeye dönüştürmeyi hedeflemiş, ancak bu atılım için gereken yatırım desteğini bulamamıştı.
Meksika’nın da şimdi aynı yola girdiği anlaşılıyor. Başkan Andres Manuel Lopez Obrador tarafından sunulan madencilik yasası reformu, metalin işletilmesini özel şirketlerin katılımı olmaksızın bir devlet şirketinin eline bıraktı.
Obrador gazetecilere verdiği demeçte, şirketlere lityum araştırmaları için halihazırda verilmiş olan sekiz imtiyazın gözden geçirileceğini aktardı.
2018'de Meksika'nın neoliberal modelini elden geçirme sözüyle seçilen Lopez Obrador, "Teknolojiyi geliştirecek veya elde edeceğiz, ancak kesin olan bir şey var; lityum bizimdir" dedi.
Lopez Obrador'un sözcüsü Jesus Ramirez ise "Lityum devletin münhasır mülküdür ve halkın yararına kullanılmalıdır,” diyordu; “Kaynaklarımız artık güvende olacak ve böylece enerji geçişini başlatabileceğiz."
Lityum, elektrikli otomobillerin sayısını artıracak bir maden olsa da işlenebilmesi için aşırı miktarda su kullanımı gerektiren ve olağanüstü miktarlarda asit kullanılan bir maden. Tuz açısından zengin kurak arazilerde bulunduğu için de yoğun su ve asit kullanımı sonucunda çıkarıldığı bölgeyi çevresel bir yıkıma uğratabiliyor. Fakat bu, lityum madenciliğinin en düşük maliyetli yöntemi. Daha masraflı olan bir diğer yöntemde ise kayalardan çıkarılabiliyor. Sonuç olarak, çıkarıldığı kurak bölgelerde yerli halkların haklı tepkileri ve protestolarına neden olan lityum madeni bir yandan yenilenebilir enerji dönüşümünü hızlandırabilecek gücü sağlarken, diğer taraftan bölgesel ölçekli ekolojik yıkımları da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla küresel enerji dönüşümündeki yerinin tekrar değerlendirilmesi gerekir.
Yazar Jonathan Neale, Marksist.org üzerinden ücretsiz dijital versiyonunu indirip okuyabileceğiniz Söndür Ateşi adlı kitabında bu bataryaların lityumdan üretilmesinin şart olmadığını anlatıyor: “Sony’nin 1991’de geliştirdiği ticari lityum iyon pillerden önce de, hatta neredeyse bir asırdır kullanılmakta olan bazı otomobil bataryaları mevcuttu. Pek çok üniversitede deneyler yürütmekte olan araştırmacılar alternatif pil üretiminde kullanılabilecek diğer malzemeleri denemeye devam ediyorlar. . . Ocak 2020’de Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS), pil anotlarında kullanılmak üzere lityumun yerini alabilecek metallerin bir listesini paylaştı; kalsiyum, magnezyum, cıva ve çinko.”
Ancak lityum, diğer malzemelere nazaran çok daha uzun ömürlü ve daha hafif piller üretmek anlamına geliyor, dolayısıyla maliyetler açısından da avantaj doğuruyor – ki zaten tercih edilmesinin sebebi de bu.
Zengin lityum rezervleri nedeniyle ‘Lityum Üçgeni’ olarak bilinen Arjantin, Şili ve Bolivya sırasıyla; 19 milyon, 9,8 milyon ve 21 milyon ton lityum rezervlerine sahip. Meksika’da ise 1,7 milyon ton lityum rezervi bulunuyor. Buna rağmen, Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (United States Geological Survey) yaptığı değerlendirmelere göre, Meksika’nın lityum rezervleri, onu dünyanın en iyi üreticileri arasında konumlandırabilir.