Myanmar’da iki aydır iktidara el koyan orduya karşı devam eden demokrasi eylemlerine ordunun müdahalesi giderek sertleşiyor. Ordu ve polis güçleri barışçıl gösteri yapan demokrasi taraftarlarının üzerine önce Pazar günü ateş açarak en az 20 kişiyi ardından Çarşamba bir kez daha ateş açarak en az 38 kişiyi daha öldürdü.
Sokağa çıkma yasakları, internet kesintileri, ordunun eylemcileri 20 yıl ile cezalandıracağını açıklaması ve gece baskınlarıyla aktivistlerin evlerinden alınması gibi uygulamalara rağmen her gün onbinlerce kişi Myanmar’da darbeye karşı sokağa çıkmayı sürdürüyor.
20 Şubat Cumartesi yüzbinlerin katıldığı eyleme ordunun ateş açmasıyla iki kişi ölmüştü. Bunun üzerine 25 sendika ve muhalif platform biraraya gelerek Sivil İtaatsizlik Hareketini oluşturmuş, Pazartesi günü genel grev ilan etmişti. Genel greve özellikle kamu emekçileri katılım göstermiş ama ordu ateş etmese de çeşitli noktalarda müdahalede bulunmuştu.
Darbe karşıtı hareketin grevler organize etmeye başlaması darbecileri tedirgin etmiş durumda. 28 Şubat Pazar günü sağlık emekçileri ile öğretmenlerin yoğun katılım gösterdiği eylemlerde artık hareketi ezerek iki aylık eylem ve grevler sürecine son vermeyi planlayan ordunun yaptığı katliamda 18 kişi hayatını kaybetti. Onlarca kişi de yaralandı.
Daha sabahın ilk saatlerin eylem alanına beyaz önlükleriyle gelen tıp öğrencilerine saldıran polis 200 öğrenciyi gözaltına almıştı. Ardından olaylar daha da karıştı. Ülkenin farklı şehirlerinde gerçekleşen eylemlere ordu ve polis ateş açarak yanıt verdi.
Pazar günü gerçekleşen kanlı saldırıyı protesto etmek için sokakları dolduran on binlerce göstericiye 3 Mart Çarşamba günü bir kez daha ateş açıldı. Bu ikinci katliamda en az 38 kişi daha hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin arasında 14 ve 16 yaşlarında iki de çocuk bulunuyor.
Katliamlara rağmen Sivil İtaatsizlik Hareketi eylemlerini sürdürüyor. Son katliamın yaşandığı gün 115 devlet medyası çalışanı darbe yanlısı haber yapmayacaklarını ilan ederek Sivil İtaatsizlik Hareketi’ne destek verdiklerini açıkladılar. Eylemlere sağlık çalışanları, öğretmenler, demiryolu işçileri gibi kamu çalışanları yoğun destek veriyor.
Kasım seçimlerinde milletvekili seçilen Ulusal Demokrasi Birliği üyeleri de Şubat ayında Ulusal Meclisi Temsil Komitesi kurarak tüm uluslararası kurumlardan ülke yönetimi olarak kendilerini tanımaları çağrısı yapmıştı.
Darbeciler, gösterileri engellemek için her gün 20.00- 04.00 saatleri arasında yani mesai dışı saatlerde sokağa çıkma yasağı ve internet kesintisi uyguluyor. Son katliamların ardından artık göstericiler de sokaklara kendilerini korumak için barikat kuruyor ama kitlesel ve barışçıl eylemler yapmaya devam ediyor.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.