Ermenistan’da darbe girişimi: Neler yaşandı? Nereye gidiyor?

02.03.2021 - 18:17

​Ermenistan’da 25 Şubat’ta Genel Kurmay Başkanlığı bir muhtıra vererek Başbakan Nikol Paşinyan’ı istifa etmeye çağırdı. Olayın fitilini Paşinyan’ın muhtıradan bir gün önce basına verdiği demeçte ordunun Rusya’dan alınan İskender füzelerini kullanmayışının nedeni olarak silahların çalışmadığını söylemesi ve ardından Genelkurmay yardımcısını görevden almış olmasının tetiklediği söylense de gerçek nedenler daha geriye gidiyor.

Ordunun darbeye teşebbüs etmesinin arkasında Paşinyan yönetiminin Dağlık Karabağ savaşında aldığı ağır yenilgi bulunuyor. Azerbaycan Eylül ayında Dağlık Karabağ bölgesinde Azerilerin yaşadığı ve Rayon denilen bölgeleri kanlı bir savaş başlatarak geri almıştı. Ardından Ermenilerin yaşadığı Şuşa’yı da ele geçirmesi üzerine Ermenistan ateşkes ilan etmek zorunda kalmış ve varılan anlaşma ile Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın önemli bir bölümünden çekilmek zorunda kalmıştı.

Bu yenilginin ardından Ermenistan’da milliyetçi eylemler yapıldı, Paşinyan istifaya çağrıldı ama kendisi yolsuzluklara karşı başlattığı büyük bir yürüyüş eylemiyle iktidara gelen ve Kafkaslar’daki görece en demokratik ülke durumunda olan Ermenistan’da halkın eski rejime dönmek istememesi üzerine iktidarını sürdürebiliyordu.

Eski rejim güçleri işbaşında

Paşinyan, yenilginin sorumluluğunu üstlendiğini ilan etmişti ve erken seçime gidileceğini duyurmuştu ama tarih vermemişti. Buna rağmen çoğunun adı bile pek bilinmeyen 17 muhalif parti birleşip bir muhalefet bloku oluşturdular. Muhalefet bloğu erken seçimi kabul etmediklerini, Paşinyan’ın istifa etmesi gerektiğini söylüyordu son birkaç aydır.

Muhtıra verilir verilmez eski rejim güçleri desteklerini ilan ettiler. Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan, yardımcıları, daire başkanları ve diğer personel muhtırayı imzaladı. 17 partiden oluşan muhalefet bloğu, eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ve şu anki Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan da muhtıraya desteklerini açıkladılar. Eski başbakan ve eski savunma bakanı Vazgen Manukyan taraftarları Savunma Bakanlığı önünde toplanarak, ordunun muhtıra çağrısına destek verdi. Ermenistan Kilisesi ve ülkedeki Katolikleri temsil eden diğer kiliselerin liderleri de Paşinyan’a görevi bırakma çağrıları yaptı.

Tüm bu birleşik cepheye rağmen Ermenistan halkı muhtıraya pek destek vermedi. Paşinyan ise muhtıra üzerine destekçileriyle birlikte sokağa çıktı. Genelkurmay başkanını görevden aldığını ilan etti ancak Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan kararı onaylamadı. 

Şu durumda darbeci Genelkurmay başkanı görevinde kalmaya devam ediyor. Paşinyan erken seçim tarihini açıklayacağını ve kaybederse gideceğini söyledi. Muhalefet ise seçimle değil istifa ile yönetimi bırakmasını istemeye devam ediyor. Hatta Cumhurbaşkanı’ndan güç bularak az sayıda kişiyle 1 Mart’ta bir kez daha hükümet binasını bastılar ve milliyetçiliği körüklemeye çalışan bir eylem gerçekleştirdiler.

Dağlık Karabağ savaşı aynı Myanmar ve çözüm süreci sonrası Türkiye’de olduğu gibi rejimlerin arkaik bekçileri için fırsat yarattı. En ufak demokratik kazanımları bile yok etmek için milliyetçiliği ve militarizmi kullanıyorlar. 

Ermenistan halkı ise Paşinyan’dan belki çok mutlu değil ama eski rejime dönmek de istemiyor. Bunun bir kanıtı yine 1 Mart’ta Paşinyan tarafından düzenlenen mitinge 10 binin üzerine kişinin katılmış olması. Paşinyan bir kez daha erken seçim dedi ama bu sefer bir adım daha ileri giderek ülkede istikrarsızlığa neden olduğunu iddia ettiği parlamenter sistemi bir referandumla değiştirmek gerektiğini söyledi. Paşinyan, yarı-cumhurbaşkanlığı sistemi gibi iktidarın kendi elinde toplanacağı bir sistem istiyor. Paşinyan’ın sistemdeki tıkanıklığı daha çok demokrasiyle değil daha güçlü bir başkanlık sistemiyle aşmayı düşünmesi kaygı verici bir gelişme olarak görülüyor.

Özdeş Özbay 

(Sosyalist İşçi)



Bültene kayıt ol