Temel kürtaj hakkı için mücadele yine Polonya sokaklarında. Pracownicza Demokracja (İşçi Demokrasisi) örgütünden Agnieszka Kaleta anlatıyor.
Anayasa Mahkemesinin utanç verici ve acımasız kararı geçen Çarşamba günü yayınlandı. Kürtaj neredeyse tamamen yasaklanıyor. Öyle ki fetüs ciddi şekilde hasar görmüş ve hatta hayatta kalma şansı olmasa bile, kadınların yine de doğum yapması gerekecek.
Kararın yayınlanmasından birkaç gün önce, partnerine kürtaj hapı alması için para veren bir adam, altı ay hapis cezasına çarptırıldı.
Haklar
Ya da Polonya da kadınların cinsel sağlık ve üreme hakları üzerindeki baskı 1990’ların ortalarından beri dayanılmaz bir hal aldı. Devlet ve Katolik Kilisesi, Polonyalı kadınları ikinci sınıf vatandaş yapmak için el ele çalıştı.
Polonya günümüzde dünyadaki en katı kürtaj karşıtı yasalara sahip.
Yılda yaklaşık 200.000 kadın yurtdışına gitmek veya yasadışı, pahalı kürtaj yaptırmak zorunda kalıyor.
Ancak bu acımasız yeni yasa, hamile kadınlara işkence anlamına geliyor ve haklarımızın asla değiştirilmez olmadığını hepimize tekrar hatırlatıyor.
Protestolar yine Polonya genelinde, şehirlerin cadde ve sokaklarında yükseldi. Bir kez daha güvenli ve yasal kürtaj için savaşın ön saflarındayız.
Cuma günü yapılan gösteri, başkentin sokaklarında binlerce kişinin bulunduğu Ekim ayının ilk günlerini hatırlattı. Protestoların başlamasının 100. günüydü.
“Benim bedenim, benim seçimim”, “Devrimin bir rahmi var” ve “Elinizde kan var” yazan pankartlar protestolarda taşındı.
Son üç aydaki hareket 2016 ve 2018’den daha büyük. Eylemler sonucunda hükümetin daha sert kürtaj yasakları girişimleri reddedildi.
30 yıl önce gösteri hakkı yasallaştırıldıktan sonraki en büyük protesto hareketi yaşandı.
Ancak aşırı muhafazakâr “Hukuk ve Adalet” hükümeti saldırılarına devam ediyor.
Protestolarda faşizm karşıtı sloganlar da atılıyor ve anti-kapitalizm vurgusu birçok genç insan arasında oldukça popüler.
Bu gösteriler aynı zamanda hareketin en tanınmış liderlerine sendikalara, harekete geçerek işyerlerinde eylem yapmaları konusunda çağrı yapama gücü verecek.
Bunun mücadelemizde bir dönüm noktası olmasını ve sert kürtaj yasalarımızın yakında geçmişte kalmasını umuyoruz.
İrlanda ve son zamanlarda Arjantin’deki hareketlerin başarısı, katı kürtaj yasalarının tehdidi altındaki tüm kadınlara güçlü bir umut ışığı gösterdi. Ve özellikle de sosyal ve ekonomik olarak en dezavantajlı durumda olan kız kardeşlerimize.
Hareket zayıflamıyor ve kürtaj özgürlüğü hakkı elde edilinceye kadar devam etmekte kararlıyız.
Socialist Worker’dan çeviren TN.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.