Nüfusu 110 milyon olan Etiyopya iç savaşın eşiğinde. Çatışmaların büyümesi Afrika Boynuzu bölgesindeki diğer ülkeleri de içine çekip kitlesel açlığa ve çok sayıda insanın mülteci olmasına yol açabilir.
Binlerce insan zaten öldü ve on binlercesi komşu Sudan’a kaçmak zorunda kaldı.
Birleşmiş Milletler yetkilileri durumu “büyük çaplı bir insanî kriz” olarak tanımlıyor.
Etiyopya ulusal hükümeti bu ayın başında ülkenin kuzeyindeki Tigray bölgesine savaş ilan etti. Tigray, on yarı otonom federal devletten birisi ve bölgede yaklaşık 6 milyon Tigraylı yaşıyor. Tigray Halk Kurtuluş Cephesi, TPLF, Tigray’ın yönetici partisi.
Etiyopya devlet başkanı Abiy Ahmed TPFL saldırıları olduğu iddiasıyla Tigray’a hava saldırısı ve kara harekâtı emri verdi. TPLF lideri Debretsion Gebremichael, “Tigray artık düşmanları için bir cehennemdir, işgalcilerin ordusu topraklarımızda olduğu sürece savaş sürecektir” açıklamasını yaptı.
Öte yandan, Abiy’nin sözcüsü Tigray’ın “memnunsuz, gerici ve korsan” liderlerinin “ölümcül suç dalgasına” son verme vaadinde bulundu.
Merkez
Tigraylılar 27 yıldır Etiyopya hükümetinin merkezinde yer alıyordu. Bu, TPLF’nin Derg’in militarist rejimine karşı verdiği mücadelenin bir mirasıydı. Direniş 1975’te başlamış ve 1991’de Derg iktidarının devrilmesiyle sona ermişti. TPLF liderliğinden Males Zenawi 1995’ten 2012’ye kadar devlet başkanlığı yaptı. Bu sürede aşırı otoriter bir rejim kurdu ve kâr oranlarını arttırarak diğer ülkelerle rekabet edebilmek için endüstriyel gelişmeyi ön plana çıkardı.
Meles, Batı’nın favori liderlerinden biriydi. İngiliz İşçi Partisi lideri Tony Blair’in Afrika İçin Komisyon’unun önemli bir üyesi oldu ve neoliberalizmin kıtada yayılmasına destek verdi.
Etiyopya, ABD’nin 2003 yılındaki Irak işgalini destekleyen “istekliler koalisyonu”na katılan iki Afrika ülkesinden biriydi. Ayrıca, ABD ve işgalci güçlerin kullandığı gizli işkence merkezlerini de barındırdı.
Etiyopya ordusu Somali gibi ülkelerdeki İslamcı hareketlerin bastırılmasında kullanılan ABD askerî üslerinin barındırılmasında anahtar rol oynadı. Fakat rejime karşı direniş yavaş yavaş büyüdü.
Meles’in selefi, yıllar süren mücadeleler, grevler ve sokak işgalleri nedeniyle 2018 yılında görevini bırakmak zorunda kaldı. Görevi devralan Abiy, TPLF’nin etkisini azaltmaya kararlıydı. Hızla baskı politikalarına döndü. Şimdi, savaşa başlamış vaziyette. Fakat Tigray askerî açıdan güçlü, tahminen 250 bin askere sahip.
TPLF Eritre’nin başkenti Asmara’ya roketlerle saldırdı. Komşu Eritre 1990’ların başlarında Etiyopya’dan kopmuştu ve TPLF Eritre’nin Abiy’den yana taraf olduğunu söylüyor.
Bazı analistler Etiyopya’nın “Afrika’nın Yugoslavyası” olacağını söylüyor; devletin dağılması Somali, Eritre, Djibouti ve Sudan’ın yıllarca sürecek bir şiddet sarmalına yol açabilir.
Etnik temelli cinayetler başladı bile.
Halk kazançlı çıkmayacak
Uluslararası Af Örgütü, “Etiyopya’nın Tigray bölgesinde Mai-Kadra şehrinde çok sayıda, büyük ihtimalle yüzlerce insanın bıçaklandığını ya da bıçaklanarak öldürüldüğünü” geçtiğimiz hafta teyit etti.
Etiyopya halkı tarafların herhangi birinin zaferinden kazançlı çıkmayacak.
Onlar zaten çatışmanın başlamasından önce hızlanan koronavirüs salgınıyla, susuzlukla ve son 25 yılın en kötü çekirge istilasıyla karşı karşıyaydılar.
Dış güçler ülkede nüfuz kazanmaya çalışacak.
Son yıllarda ABD, Çin ve Körfez devletleri Etiyopya’yı kendi çıkarları doğrultusunda etkilemeye çalıştı.
Ülkeyi daha büyük oyunları içinde piyon gibi kullanmaya devam edecekler.
Etiyopya’nın sadece 300 mil doğusundaki Yemen, emperyalist müdahalenin yarattığı korkunç yıkımın çarpıcı bir örneği.
Ne kadar zor görünse de tek umut işçilerin ve hangi etnik kökenden olursa olsun tüm yoksulların zenginlere karşı birleşik mücadelesindedir.
(Sosyalist İşçi)