Yunanistan'ın Midilli Adası'nda bulunan 13 bin mültecinin yaşadığı Moria kampında yangın çıktığı ve kampın tamamen yandığı bildirildi.
Moria kampında gece yarısından sonra çıkan yangında kampın tamamen yanıp kül olduğu öğrenildi. Kampta bulunan göçmenler güvenli bir bölgeye aktarıldığı söylendi. Şu an çok sayıda mültecinin barınacak yeri yok. Otoriteler onlara barınacak bir yer sağlayamadı. Çok sayıda mültecinin yangından sonra alanda uyuduğu görüldü. İlk başta yaralanan olmadığı söylense de sonradan yaralanan mültecilerin de olduğu görüldü.
Midilli Adası Vali Yardımcısı Aris Hatzikomninos, kampın “Tamamen harap olduğunu” aktardı.
Bölge sakinlerinden Thanasis Voulgarakis’in aktardığına göre: “Sabahın ilk ışığıyla görünen o ki ayakta kalmış birkaç çadır var. Fakat gördüğüm kadarıyla kampın geri kalanı yanıp kül olmuş”.
Yangının nasıl çıktığına dair henüz kesin bir bilgiye ulaşılamadı. Fakat Yunan yetkililer gerekli önlemleri almamakla suçlandı.
Yangından önce 35 kişide korona Covid-19 vakası tespit edilmişti ve kampta yaşayanların karantinaya alınacaklarının söylenmişti.
Bazı mültecilerin aktardığına göre yangın, mültecilerle Yunan yetkililer arasındaki bir itişmenin ardından başladı. Kimi mülteciler ise yangından aşırı sağı sorumlu tuttu ve kampta yayılan Covid-19 vakalarından dolayı yangının kasıtlı olarak meydana geldiğini iddia etti. Kampta bulunan basınçlı gaz içeren metal kapları da iddiaya kanıt olarak gösterdi. Bir hükümet sözcüsü devlet televizyonu ERT’ye, kundakçılık iddialarının araştırıldığını açıkladı.
Yunan hükumeti dört günlük bir OHAL ilan etti.
Yunanistan hükümeti mültecilerin şehir merkezine kaçmasını engellemek için adaya polis gücü gönderdi. Polis mültecilerin yakındaki şehir merkezlerine girmelerini önlemek için yolları kuşatmaya aldı. Yangından kaçan göçmenler ırkçı saldırılara maruz kaldı. Geçtikleri bölge sakinlerinin göçmenlere saldırdığı kaydedildi.
Otoriteler uyarılara kulak asmamıştı
Moria kampı, kötü yaşam koşulları ile sık sık eleştiriliyordu. Moria Kampı, kapasitesinin dört katı göçmen barındırıyordu. İnsan hakları savunucuları ve mültecilerle dayanışma örgütleri uzun zamandır Yunanistan hükümetine kampı kapatarak mültecileri sağlıklı barınma hakkı tanınması çağrıları yapıyordu.
Sınır Tanımayan Doktorlar pandemi yayılmaya başladığından beri Yunan hükümetini uyararak kampların boşaltılması çağrısında bulunuyordu.
Dünyanın farklı bölgelerinde, Moria’daki mültecilerle dayanışma eylemleri düzenlenmiş ve kamptaki mültecilerin Avrupa ülkelerine alınması çağrıları yapılmıştı. En son pazar günü Berlin’deki federal parlamento binasının önüne Moria’da kalan mültecileri temsil eden 13 bin boş sandalye bırakılmış ve mültecilerin hak ihlalleri protesto edilmişti. Eylemde mülteci kamplarının boşaltılması talep edildi.
Bir süredir mülteci hakları alanında çalışmalar yapan Humboldt Üniversitesinden Akademisyen Dr. Begüm Başdaş da Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Moria kampının yüzde 70’i yandı. 13 bin sığınmacı yollarda, yerlerde; su, gıda hiçbir şeye erişim olmadan kalakaldı. Yollar kapalı yardım götüremiyoruz. Yollar mülteciler şehre inmesin diye kapalı! Her yer polis ve askeri araç. Ama yetmemiş, insani yardım yerine Atina’dan daha polis gelecek” dedi.
InfoMigrants’a göre kamptaki mültecilerin %70’i Afganistanlı, fakat kampta 70’ten fazla farklı ülkeden göçmüş mülteci yaşıyor.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.