Beyrut’taki patlamanın ardından Lübnan halkı bir kez daha sokaklara çıktı.
Lübnan halkı, 4 Ağustos’ta Beyrut Limanı’nda meydana gelen, en az 158 kişinin hayatını kaybetmesine, 6 bin kişinin yaralanmasına ve 300 bin kişinin evsiz kalmasına yol açan patlamayla ilgili sorumlu tuttuğu siyasetçileri protesto ediyor.
Şehitler Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, suçladıkları siyasetçilerin idam sehpasındaki maketlerini taşıyarak, ihmali olanların istifasını ve cezalandırılmasını istediler.
"Hesap Günü" adıyla düzenlenen gösteride, "Beyrut Limanı'nda hayatını kaybedenler için intikam" ve "Yönetimin değişmesi için bu fırsatı kaçırmıyoruz" şeklinde slogan atan öfkeli bir grup, ekonomik kriz karşıtı gösteriler nedeniyle aylardır demir ve beton bariyerlerle kapatılan Meclis binasına ilerlemek istedi.
“Halk rejimin devrilmesini istiyor”
Polisin eylemcilere plastik mermi ve gaz bombalarıyla saldırısı sonucu çıkan çatışmalarda 117 kişi olay yerinde tedavi edilirken 55 kişi hastanelik oldu.
Eylemlerde, 2011’deki Arap Baharı gösterilerinin sloganı olan “Halk rejimin devrilmesini istiyor” atıldı. Lübnanlılar ayrıca “Defolun, hepiniz katilsiniz” diye de bağırdı.
Emekli askerlerden oluşan bir grup, Dışişleri Bakanlığı binasını basarak Devlet Başkanı Michel Aoun’un fotoğrafını yaktı ve burayı “devrimin karargahı” ilan etti. 200 kişilik grup devlet güçleri tarafından buradan çıkarıldı.
Yöneticilerine “bankaların hükümeti” diyen göstericiler, Lübnan Bankalar Birliği’nin ofislerini de bastı. Bazı grupların ekonomi ve enerji bakanlıklarına da kısa süreyle girdikten sonra devlet güçleri tarafından buralardan çıkarıldıkları bildiriliyor.
“Lübnan bizim”
Televizyonda demeci yayınlanan bir aktivist, “Onlar 30 yıldır Lübnna’ı yönetiyorlar. Artık Lübnan bizim” diye konuştu.
Hükümet patlamanın sorumlularının bulunacağı sözü verdi ama halkın çoğunluğunun iktidara güveni yok. Haber ajanslarına demeç veren birçok Lübnanlı, siyasetçilerin patlama bölgesine gelmediğini söylüyor.
Başbakan Hassan Diab, çıkış yolunun Eylül ayında erken seçimlere gitmek olduğunu söyledi.
Lübnan’ın patlamanın 15 milyar doları geçmesi beklenen maliyetini karşılayamayacağı düşünülüyor. Ülkenin borcu, toplam üretiminin 1.5 katı kadar ve IMF ile görüşmeler tıkanmış durumda. Yıl sonunda halkın %60’ının yoksulluk sınırının altında olması bekleniyor.
Küresel isyanın parçasıydı
Ülkede 2019 yılında haftalarca süren kitlesel gösterilerde hükümet ve yozlaşmış siyasi sistem protesto edilmiş, sonunda Başbakan Hariri istifa etmişti.
Pandemi günlerinde Lübnanlıların “Açlıktan öleceğimize koronadan ölürüz” diyerek eylem yaptıkları görüntüler sosyal medyaya yansımıştı.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.