Polisin siyah yurttaş George Floyd’u sokak ortasında boğarak öldürmesi üzerine Minneapolis’te kitlesel gösteriler başladı.
Floyd’un boğazına basan polis tarafından öldürüldüğü videonun sosyal medyada yaygınlaşması, “Siyahların Hayatı Önlemlidir” (Black Lives Matter) diyenleri öfkelendirdi.
Irkçı cinayete karşı yapılan eylemlerde karakollar ve polis araçları taşlandı. Binlerce aktivist, Floyd’un öldürüldüğü kavgağı işgal etti. Eylemde “Nefes alamıyorum” yazılı dövizler taşındı ve katil polis Derek Chauvin lanetlendi, “Adalet yoksa barış da yok” sloganları atıldı. Eylemciler polislerin “Ku Klux Klan katillerine” benzediğini dile getirerek hapse atılmalarını talep ettiler.
Gösteriye katılanlardan Anita Murray, “Pandeminin ortasında burada olmak korkunç. Ama bundan nasıl uzak kalabilirdim?” diye isyan etti.
Polis protesto eylemlerine de göz yaşartıcı gazla saldırdı ve bir kişi hastanelik oldu. Aynı polisler, ay başında birçok eyaletin başkentinde bazıları silah taşıyan aşırı sağcılar tarafından düzenlenen “karantina karşıtı” gösterilere saldırmamıştı.
Olayın yarattığı infial üzerine dört polis memuru açığa alındı. Floyd’un ailesi bunun yeterli olmadığını ve cinayete karışanların yargılanması gerektiğini söylüyor. Minnesota Emniyet Müdürü’nün yaptığı açıklamada cinayete karışan polislerden “eski çalışanlar” olarak bahsetmesi de tepki çekti. FBI da olayla ilgili soruşturma başlattı.
Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, aileden ve kentteki siyahlardan özür diledi.
1974 ABD doğumlu olan George Floyd, Houston'dan Minneapolis'e çalışmak için gelmişti. Bir restoranda güvelik görevlisi olarak çalışan Floyd, sahte para kullandığı iddiasıyla gözaltına alınırken katledildi.
2014 yılında Eric Garner da ırkçı bir polis cinayeti sonucu öldürülürken 11 kez “Nefes alamıyorum” demişti. Bu cinayetin ardından Siyahların Hayatı Önemlidir hareketi doğmuştu.
Rutgers Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, her 1000 siyah erkekten biri polis cinayetlerine kurban gidiyor. Siyahların polis şiddetiyle ölme oranı, beyazlara göre iki buçuk kat daha fazla.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.