İklim aktivistlerinden G-20 protestosu

14.11.2015 - 21:19

12-13 Kasım tarihlerinde Boğaziçi'nde geniş katılımlı bir iklim forumu düzenleyen İklim İçin kampanyası aktivistleri, bugün de İstanbul'da Galatasaray Meydanı'nda bir basın açıklaması yaparak G-20'yi protesto etti.

Eylemde Küresel Eylem Grubu, Antikapitalistler, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Adana Çevre Platformu, Greenpeace, Doğa Hakları Platformu, TEMA gibi çok sayıda örgüt de yerini aldı.

''Yumurtalık sahilinde 12 adet kömür santraline izin vermeyeceğiz'', '' Eyy G20! Fosil yakıtları, iklim suçlarını durdur hemen şimdi'', ''Temiz bir gelecek için'' yazılı pankartlarının açıldığı açıklamada ayrıca ''G20 artık yeter'' ve “İklim için ben de varım'' dövizleri taşındı.

''G20 elini gezegenimizden çek'' , ''İklimi değil, sistemi değiştir'' sloganlarının atıldığı açıklamada, Fransa, bölge ve Ortadoğu'da yaşanan saldırılarda yaşamını yitirenleri anmak için saygı duruşunda bulunuldu.

Pelin Batu'nun okuduğu basın açıklaması ise şöyleydi:

"2000 bireyin imzasıyla başladığımız İklim İçin kampanyası olarak uluslararası iklim hareketi ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen ekoloji hareketleri ile 55’in üzerinde oturumun olduğu bir “İklim Forumu” düzenledik. Foruma katılan 2500’den fazla katılımcı ile fosil yakıt ekonomisinden kömüre, tarımdan ulaşıma iklim değişikliğinin nedenlerini sonuçlarını, bize ve doğaya verdiği zararları tartıştık.

İklim Forumu sonucunda yarın başlayacak G20 zirvesi ve Aralık ayında Paris’te yapılacak olan COP21 konferansına yönelik taleplerimizi ve mesajlarımızı içeren açıklama hazırladık.

Ancak açıklamamıza başlamadan önce, İklim için Kampanyası ve Türkiye’deki iklim hareketi unsurları olarak dün gece Paris’te yaşanan terörist saldırıları kınıyor, saldırılarda hayatlarını kaybedenler için taziyelerimizi sunuyor tüm Fransa halklarına baş sağlığı diliyoruz. İklim için Kampanyası olarak bu korkunç ve barbarca saldırılara karşı Fransa halkının yanındayız.

Gezegenimiz ölüyor:

Ölü bir gezegende ekonomi de yoktur, kalkınma da!

“Büyük insanlık” artık bir yol ayrımında: İklim değişikliğini durdurmak ve geleceğimizi kurtarmak için geri kalan fosil yakıtları yeraltında bırakmamız gerekiyor.

Bunu başaramazsak, geri dönüşü olmayan iklim şokları yaşamamız kaçınılmaz olacak.

Dahası, iklim değişikliği yüzünden, yalnız Ortadoğu’da değil, dünyanın her yerinde istikrarsızlıklar, göçler, çöken devletler, isyan ve ayaklanmalar, savaşlar ve iç savaşlar baş gösterecek.

Dolayısıyla, Paris’teki COP21 konferansı, yalnızca bir iklim zirvesi değil, belki de tarihin en önemli barış konferansı olacak.

G20 İklim için harekete geçmeli!

Paris’teki iklim zirvesinden önce devlet ve hükümet başkanları G20 toplantısında, Antalya’da son kez bir araya geliyor. Paris’te hükümetlerin fosil yakıtları yeraltında bırakma kararı almalarını talep ediyoruz. 2009’da “fosil yakıt teşviklerini bitireceğiz” kararı alıp, aradan geçen altı yılda bu kararı uygulamayan G20 ülkelerini de fosil yakıtları çıkarmamaları, iklim suçları işlemeye devam etmemeleri için uyarıyoruz. G20 taahhüdünü gerçekleştirmeli, fosil yakıt teşviklerinin kaldırılması için gereken eylem planını açıklamalıdır.

İklim değişikliğinin en önemli nedeni olan kömürlü termik santraller bir yandan da insan sağlığını doğrudan tehdit ediyor. Yeni kömürlü termik santral planları iptal edilmeli, var olan kömürlü termik santrallerin de aşamalı olarak kapatılması için bir eylem planı hazırlamalıdır.

Türkiye de en fazla yeni kömürlü termik santral yapmaya devam eden ülkelerden biri olarak iklim suçlarının bir faili olmaktan vazgeçmeli, en kısa zamanda ekonomisini karbonsuzlaştırmaya başlayarakyeni termik santral planlarını iptal etmeli, kömüre verdiği teşvikleri sonlandırmalı ve kömüre dayalı enerji geleceği planlarından vazgeçmelidir.

İklim değişikliği sadece bir çevresel sorun değil!

Ancak, iklim mücadelesi sadece fosil yakıtlara indirgenemez. İklim değişikliği ve G20’nin bir diğer gündem maddesi olan yoksullukla mücadele yan yana ilerlemek zorundadır. İklim değişikliği en çok yoksulları etkiliyor. Eşitsizliklerle mücadele ve toplumsal adalet için fosil yakıtları desteklemek için harcanan kaynaklar iklim değişikliği ile mücadeleye aktarmalıdır.

Ulaşımdan tarıma, turizmden sanayiye ekonomik yaşamın tümünü kapsayan iklim krizinin çözümü için karbon temelli ekonomik düzen sona ermelidir. G20, küresel ekonominin kademeli olarak karbondan arındırılması için harekete geçmeli; somut ve doğa dostu uygulama planlarını devreye sokmalıdır.

Tüm bu taleplerimiz hayata geçirilirken, demokratik ve şeffaf mekanizmalar oluşturmalı, farklılıklara ve çeşitliliğe saygı duymalı, toplumsal cinsiyet hassasiyetlerimiz gözetilmelidir.

Türkiye iklim politikasını bir an önce değiştirmelidir!

Fosil yakıt şirketleriyle el ele veren hükümetler, önümüzdeki ay Paris’te yapılacak İklim Konferansı’nda da yine yetersiz hedeflerle hepimizi oyalayacak gibi görünüyorlar. Masaya getirilen emisyon azaltım hedefleri iklim değişikliğini sınırlamaktan çok uzak. Türkiye’nin önerdiği hedef de öyle. Türkiye hükümetine de sesleniyoruz. Kömüre ve enerjiye bağımlı kalkınma politikalarınıza teslim olmayacağız. İklim değişikliğiyle mücadele için üzerinize düşen sorumluluğu yerine getirin, ciddi ve işe yarar hedefler belirleyin. Türkiye’nin hemen başlayacak bir planla ekonomisini karbonsuzlaştırmasını, toplam sera gazı emisyonlarındaki artışı en geç 2020’de durdurarak azaltmaya başlamasını ve 2030’da 2010’daki emisyon seviyesine yani 400 milyon ton civarına indirmeyi iklim değşikliliyle mücadeleye katkı için Niyet Beyanı (INDC) olarak açıklamasını istiyoruz.

Bizler laf değil eylem istiyoruz!

Ancak ne yazık ki hükümetlerin ve özellikle de G20’nin şu ana kadar yurttaşların talep ve haklarını gözetmediğinin farkındayız.
Biz artık laf değil eylem istiyoruz.  Bizim yaptığımız gibi eylemler istiyoruz. Biz her sabah devrim yapıyoruz: yemeden önce düşünüyoruz, bisiklete biniyoruz, tüketmiyoruz, toprağa dönüyoruz, HES’lere, otoyollara karşı duruyoruz. Tohuma verdiğimiz sudan onun meyvesine kadar hakkımızı arıyoruz. Erkek egemenliğini yıkıyoruz, türcülüğü bitiriyoruz, emeğin hakkını veriyoruz, gıda ve giysi kolektifleri kuruyoruz, enerjimizi üretip toprağı onarıyoruz, Barış için yaşamı savunuyoruz. Yerel, yatay, yavaş ama emin adımlarla dünyayı soğutuyoruz.

Bugüne kadar, G20 kendisine biçtiği liderlik görevini yerine getirmemiştir. İklim mücadelesi ve doğanın parçası olduğumuzun farkına varmak için acilen gerçek liderlere ihtiyacımız var.

Evet, aradığımız liderler biziz. Yerel, yatay ve katılımcı davranarak kendimizi kurtarmaya girişmezsek, iklim krizi ve ona sebep olan güçler ve devletler ekosistem ile beraber bizi demahvetmeye devam edecek ve gezegeni mutlak felakete sürükleyecek.

Aradığımız insanlar biziz. Şunu biliyoruz: Bir zaman gelir, çocuklarımızın geleceği ve yeryüzündeki tüm canlılar adına direnmek gerekir.

O zaman işte burada.

O zaman işte şimdi.

İKLİM İÇİN KAMPANYASI

www.iklimicin.org"



Bültene kayıt ol