Portreler: Jean Jaures

21.09.2020 - 11:26

İşçi sınıfının uluslararası mücadelesinde iz bırakan isimlerin kısa yaşam öyküleri.

Fransız sosyalist hareketinin önde gelen isimlerinden Jean Jaures 1859 yılında Fransa’nın Tarn şehrinde küçük burjuva bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Çok parlak bir öğrenci olan Jaures, lise öğretimini Paris’te tamamladı. 1878’de felsefe okumak için üniversiteye girdi. Mezun olduktan sonra bir süre lisede daha sonra üniversitede felsefe dersleri verdi.

1885’te Cumhuriyetçi bir milletvekili olarak parlamentoya girdi. Bu dönemde hem ılımlı liberallere hem de radikallere ve sosyalistlere muhalefet etti. Daha sonra üniversiteye dönen Jaures, 30’lu yaşlarındayken artık sosyalizmi savunmaya başladı, aynı dönemde Luther, Kant, Fichte ve Hegel üzerine çalışmalar yaparak doktorasını tamamladı ve Fransız Devrimi’nin Sosyalist Tarihi isimli bir eser de yazdı.  1892 yılında Clemaux’ta başlayan ve 1895’e kadar devam eden grev dalgası Jaures’in sosyalizmi seçişinde belirleyici oldu. Önce madencilerin sonra ise cam işçilerinin katıldığı grevlere karşı burjuvazinin tutumu Jaures’i sosyalizmi benimsemeye ikna etmişti. 1894 yılında Fransız Sosyalist Partisi’nin adayı olarak Clemaux’tan milletvekili seçildi.

Çok etkileyici bir konuşmacı olduğu hakkındaki bütün yazılarda vurgulanan Jean Jaures, sosyalist harekete katıldıktan sonra hem dünya sosyalizminin hem de Fransız politik yaşamının en etkili figürlerinden biri hâline geldi. Leon Troçki ondan “Üçüncü Cumhuriyet’in en büyük adamı” diye bahsediyordu. Öne çıktığı ilk olaylardan biri Yahudi bir yüzbaşı olan Alfred Dreyfus’un haksız yere ajanlıkla suçlandığı Dreyfus Davası oldu. Başlangıçta davayı burjuva kliklerinin proletaryayı ilgilendirmeyen bir çatışması olarak gören Jaures, yazar Emile Zola’nın etkisiyle bu davaya sahip çıktı, antisemitizme, milliyetçiliğe ve militarizme karşı çıkarak Dreyfus’u sonuna kadar savundu. 

Fransa’daki sosyalist hareketin dağınıklığı karşısında Jaures, çoğu Sol Blok adı altında beraber hareket eden sol partileri birleştirmek için adım attı ve sosyalist grupların çoğu İşçi Enternasyonali’nin Fransız Seksiyonu (SFIO) adı altında bir araya geldi. Bu örgüt dönemin en büyük uluslararası işçi örgütü II. Enternasyonal’in üyesiydi. Bu birleşmenin gerçekleştiği yıl olan 1905 yılında Jaures daha sonra Fransa solunun en önemli yayın organlarından biri olacak L’Humanité’yi (İnsanlık)) çıkarmaya başladı. Bu yayın organı daha sonra Fransız Komünist Partisi’nin yayın organı olacaktı. Bugün hâlen yayımlanmaya devam ediyor.

Jaures’in son büyük kavgası ise 1914’te başlayan I. Dünya Savaşı’na karşı oldu. II. Enternasyonal partileri bir bir kendi burjuvazilerinin yanına dizilirken Brüksel’de yürütme organı toplantısına katılan Jaures, diğer partilerin önderlerine karşı savaşa karşı çıkan en ateşli konuşmalardan birini yaptı. Adanmış bir antimilitarist olan Jaures, bu toplantıdan kısa bir süre sonra gazete bürosunun yanındaki bir kafede akşam yemeği yerken Raoul Villain isimli bir Fransız milliyetçisi kafeye girdi ve Jaures’i iki kurşunla öldürdü. Jaures’in ölümünden üç gün sonra Fransa savaşa katıldı.

Jean Jaures, işçi sınıfını insanlığı özgürleştirebilecek bir güç olarak görüyordu. Hayatı boyunca parlamentarizme sadık kalan bir reformistti ancak ırkçılığa, savaşa ve militarizme karşı mücadelesiyle hep işçi sınıfının yanında yer aldı. Troçki ardından şöyle yazıyordu: “Jaures bir fikrin sporcusu olarak ringde insanlığın -l’humanite’nin- içine düştüğü en büyük felakete, savaşa karşı dövüşürken öldü”.

Can Irmak Özinanır

(Sosyalist İşçi)



Bültene kayıt ol