Kamuda Mayıs 2023’te yapılan toplu iş sözleşmeleri sonucu belirlenen ücretler, yüksek enflasyon ortamında hiçbir şeye yetmez hale geldi.
Kamu çalışanlarının ücretlerini belirlerken resmi verileri baz alınan TÜİK, henüz yılın başındayken itiraf etti: Sokakta tüketicinin karşılaştığı enflasyon, hesapladığımız oranın 2 katı.
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre, ocak ayı enflasyonu yüzde 6,70 oldu, yıllık enflasyon ise yüzde 64,86’ya yükseldi. Yıllık olanı ikiyle çarptığımızda, fiyatların artış hızı yüzde 129,72 oluyor – ki bu oran, TÜİK'in dava açtığı, bağımsız akademisyenler tarafından kurulan ENAG’da yüzde 129,11 görünüyordu.
Birçok sendika TÜİK verilerine itiraz ediyor, bir kısmı ENAG verileri baz alınsın diyor. Haklılar, ücretlere yapılacak zam gerçek enflasyon oranında olmalı. Yüksek enflasyon ortamında, fiyatların artış hızına bağlı olarak ücretler de artırılmalı. Fakat Türkiye’deki iş yasaları ve bürokratik temelde yürütülen statik toplu sözleşmeler buna müsait değil.
Geçen mayıs ayında yapılan kamu sözleşmeleri, bu seneki ücretleri de belirledi. İki yıllık bir dönemi kapsayan toplu iş sözleşmelerini ek zamla iyileştirmek ancak mücadeleyle olabilecek bir şey.
Nitekim başta savunma sanayinde örgütlü Harb-İş, ulaşımda çalışan işçilerin sendikası Demiryol-İş sendika şubeleri olmak üzere ek zam talebi gündeme geldi. Kamuda farklı işkollarındaki sendikalı işçilerin ortak talebi şimdi bu.
Giderek sendika ve konfederasyon yönetimlerine karşı isyana dönüşen bu talepler karşısında sendika bürokrasisi başta kayıtsız ardından düşmanca bir tavır takındı.
Kamu işçilerinin öfkesi ve harekete geçme talepleri adeta bastırıldı. İşçiler, Türk-İş ve Hak-İş’e kızgınlar. Ve bu öfke dinecek gibi değil.
Türk-İş’in açlık ve yoksulluk sınırı araştırması, kamudaki örgütlü işçiler gibi tüm işçilerin sorununun yüksek enflasyon ve düşük ücretler olduğunu ortaya koyuyor:
Yerel seçimler öncesinde bu taleple sokağa çıkan sendikacılar, bizzat bürokratlar tarafından “seçim öncesinde sokakları karıştırmakla” suçlandı. Oysa bir sendikanın yapması gereken, iktidar tam da oya muhtaç olduğu zamanda üyelerinin haklı taleplerini kazanmak için bastırmaktı.
Yerel seçimler gelecek ve geçecek. Oysa başkanlık rejiminin ekonomik ve siyasi tercihleri dört yıl boyunca uygulanmaya devam edecek.
Ücretleri yükseltme mücadelesi işyerlerinden işkollarına yayılmalıdır.
(Sosyalist İşçi)