Tuzla'daki Ermeni yetimhanesinin yıkımına karşı başlatılan Kamp Armen direniş nöbeti 16. gününde. Yarın 19:00'da İstanbul'da Tünel Meydanı'ndan başlayan bir dayanışma yürüyüşü yapılacak. Sosyalist İşçi gazetesi, kampta direnen aktivistlere görüşlerini sordu.
Yanıtlar şöyleydi:
"Devletin gasp ettiğini öğrenince buranın bir değer olduğunu anladım"
Merhaba, adım Gökhan. Örgütlü bir deri işçisiyim. Kamp Armen'e yıkım ekibi geldiği zaman fabrikada çalışıyordum. Arkadaşlarım haber verdi, buraya geldim. Kampın üçte birinin yıkılmış olduğunu gördüm. İş makineleri çekilmişti. Burası hakkında pek bir bilgiye sahip değildim. Kampı Ermeni çocukların kolektif bir şekilde inşa ettiğini, Rakel ve Hrant Dink’in burada büyüdüklerini öğrendim. Ermeni vakfına aitken devletin gasp ettiğini öğrenince buranın bir değer olduğunu anladım. Sahiplenmek gerektiğini düşündüm. Direnişin en başından beri buradayım. Başarıyla sonuçlanana kadar, elimden geldiğince bu mücadeleye katkı sunacağım çünkü burası benim için insani bir değer.
"Zaten bizimdi, yine bizim olacak"
Adım Arev. Öğrenciyim, 17 yaşındayım ve Nor Zartonk üyesiyim. Buraya geldim çünkü burada bir mücadele var. Kazanılması gereken bir yer var. Burası bize Hrant’tan miras. Buranın hiçbir talep ileri sürülmeksizin Ermeni halkına geri verilmesini istiyorum. Burası zaten bizimdi, yine bizim olacak. Bunun için mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz.
"Burası bizi birleştirdi"
Ben Yeryüzüne Özgürlük’ten Burak. İşsizim. Buraya dair daha öncesinden beri planlarımız vardı ama yıkım tahminimizden erken başladı. Haber alır almaz buraya geldim. İlk günden beri buradayım. Burası Ermeni halkına ait olmasına rağmen keyfi kanunlarla el koyup bir tasarrufta bulunmak istiyorlar. Buranın çevresine baktığımızda zaten burada çok ciddi bir mutenalaştırma sürecinden geçtiğini görebiliyoruz. Bu dönüşüm kapsamında da burası yıkılmak istendi. Biz de yıktırmamak için geldik. Buraya çok farklı kesimlerden gruplar geliyor. Bir anlamda burası bizi birleştirdi. Tuzla’daki kent hareketine de bir katkısı olduğu düşünüyorum. Onlar da bizim forumlarımıza geliyorlar. Bu ilişki geliştirilebilir diye düşünüyorum.
"Bu büyük suçun altında ezilmemek için burdayım"
İsmim Zafer. 23 yaşındayım ve öğrenciyim. Bunun aslında birçok nedeni var. Atalarımızın dahil olduğu ve Ermeni halkının uğradığı bu büyük haksızlığın ve suçun altında ezilmemek için buradayım. Bu gasp sorununun bir an önce çözülmesini ve haklının hakkını almasını istiyorum.
"Soykırımın 100. yılında bu yıkımı hazmedemedim"
Ben Beyhan Demir. Diş Hekimleri Odası’nda çalışıyorum. Tatavlalıyım. Şişli HDP’liyim. Yıkımı duyduğumdan beri buraya gelmek istedim. Mümkün olduğunca da gelmeye çalıştım çünkü soykırımın yüzüncü yılında sanki inadına yapıyormuş gibi gerçekleştirilen bu yıkımı hazmedemedim. İkincisi, Kamp Armen’in tarihi bir önemi var. Bugün için bir önemi var. Geleceğe yönelik taşıyacağı bir umuda da sahip olduğunu düşünüyorum. Yok olmasını istemedim ve buraya gelen insanlarla beraber bir şeyler yapmak için geldim. Kampın Ermeni halkına iade edilmesi gerektiğini düşünüyorum ve buranın herkesin bir arada yaşama umudunu yeniden yeşerttiği bir yer olmasını istiyorum.
"Gündüz işte akşam nöbetteyim"
Adım Ercan. HDP üyesiyim ve tersane işçisiyim. Kamp Armen’in yıkılmaması için buradayım. Buradaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Kamp Armen’in yıkılmayacağını duyana kadar buradayız. Buraya gelen herkese teşekkürler. Görevimiz çok önemli ve çok güzel. Bu görevi herkesin almasını isterim. Dört gün burada kaldım. Beşinci gün işe gitmek zorunda kaldım, iş yerinde sıkıntı olmasın diye. Bundan sonraki süreçte gündüz işe gideceğim akşamları da sabaha kadar burada nöbette olacağım.