Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Anadolu’daki Ermeni çocukların eğitiminde kullanılmış Tuzla’daki Kamp Armen’in yıkımını değerlendirirken, arazinin Ermeni cemaatine geri verilmesi için devletin kamulaştırma seçeneğine işaret etti.
Hrant Dink ve Rakel Dink’in de eğitim aldığı ve yöneticilik yaptığı kampa 1987’de Yargıtay’ın onayıyla el konulmuş ve bina yıllar içinde birçok kez el değiştirmişti. Kampın son sahibi Fatih Ulusoy, 6 Mayıs’ta yıkıma başlamış, aktivistlerin direnişe geçerek yıkımı fiilen durdurması üzerine "bir çözüm yolu bulunması" için bir ay bekleyeceklerini açıklamıştı.
Diken.com.tr'nin haberine göre, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise olası çözümler hakkında konuşarak, kampın 1974’te el konularak özel bir kişiye satıldığını hatırlattı. 2011’deki düzenlemeyle kamunun elindeki malları iade edebildiklerini, özel mülkün iadesinin ise mümkün olmadığını söyledi.
Ermeni cemaati haklı ama…
Bu nedenle kampın şu andaki sahibinden alınıp Ermeni cemaatine verilmesinin mümkün olmadığını belirten Ertem şöyle konuştu: “Ermeni cemaati haklı ancak burada özel hukuk kuralları geçerli. İlk malikinden mülkün bedelinin tahsili için dava açılabilir. Mahkeme de mülkün bedelini, cemaate satan ilk malikinden tahsili noktasında karar verir. Şu anki sahibinin de mağdur edilmemesi için, devlet kamulaştırma yaparak, araziyi cemaate tahsis de edebilir. Yapabileceğimiz bir şey yok.”
Nasıl gasbedilmişti?
Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’nın 1962 yılında İstanbul Valiliği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden de gerekli izinleri alarak satın aldığı kamp, 1971 yılında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin aldığı bir kararla tehdit altına girdi.
Yargıtay kararı, vakıf senetleri bulunmayan cemaat vakıflarının 1936 beyannamelerinin vakıf senedi olarak kabul edilmesini onaylamıştı. Buna göre, 1936 beyannamelerinde bağış kabul edeceklerine dair açıklık bulunmayan cemaat vakıfları, doğrudan ya da vasiyet yoluyla gayrimenkul edinemeyeceklerdi.
Böylece cemaat vakıflarının 1936’dan sonra edindikleri gayrimenkullere el konuldu, bunlardan biri de eski sahibine iade edilen Tuzla Çocuk Kampı’ydı. Boş bir arazi olarak satın alınan arazi, üzerinde orada yetişen Ermeni çocukların inşa ettiği kampla birlikte eski sahibi Sait Durmaz’a iade edildi.
Yıllarca süren hukuk mücadelesi sonuçsuz kalınca, 6 Mayıs’ta sabah saat 10:00 sularında Tuzla Kampı’na giren iş makinesi binanın bir kısmını yerle bir etti. Yıkım haberini alan çok sayıda kişinin kampa akın etmesiyle, yıkım bir süreliğine durdu.