Sosyalist İşçi gazetesi, ilk gününden itibaren Kamp Armen’de nöbette olan Nor Zartonk’tan Norayr Olgar’la direnişin önemini ve nasıl kazanabileceğini konuştu.
Röportaj şöyleydi:
Kamp Armen direnişi 100 yıllık adalet mücadelesi için ne anlam ifade ediyor?
Kamp Armen, bu topraklarda yaşanan Ermeni soykırımının sürdüğünün bir göstergesidir aslında. Nasıl ki 1915’ten önce ve sonrasında bu topraklar Ermenisizleştirilmeye çalışıldıysa, nasıl ki Varlık Vergisi’yle, 36 beyannamesiyle, 6-7 Eylül’le bir halk sistematik olarak sömürüldüyse, Kamp Armen de bunun bir devamıdır. Fakat buradaki direnişimiz, artık bunlara Ermeni halkının ve diğer halkların müsaade etmeyeceğinin, bu yok eden, inkâr eden ve gasp eden devlet zihniyetinin karşılık bulmayacağının simgesidir. Direnişimiz, dostarımızla birlikte talebimiz karşılanana kadar, Kamp Armen devlet tarafından bir günde gasp edildiği gibi aynı şekilde Ermeni halkına iade edilene dek büyüyerek sürecektir.
Direniş neleri değiştirdi?
Direniş aslında birçok şeyi değiştirdi. İnsanların, özellikle de Ermenilerin tekrar toprakla (topraklarıyla) buluşmasını sağladı, birlikte bir şey üretmenin ve bunu paylaşmanın getirdiği ortaklıkla Kamp Armen aslında bir komün hâline geldi diyebiliriz. Diğer taraftan direniş, devlete artık Ermenilerin sessiz kalmayacağını, sinmeyeceğini ve haklarını sonuna kadar arayacaklarını da gösterdi. Ermenilerin direnişi bu topraklarda yaşanan soykırımın sadece ortak acılar düzeyine indirgenemeyeceğinin, bunun sadece bir vicdan meselesi olmadığının kanıtıdır. Kamp Armen devletin gasp, haraç, inkâr ve asimilasyon kültürünün örneğidir. Kamp Armen belki de iki halk arasındaki barış köprüsü olacaktır.
Bundan sonra mücadele nasıl devam etmeli, Sosyalist İşçi okurlarına çağrın nedir?
Bundan sonraki mücadele talepler doğrultusunda örgütlenerek daha da büyümeli. Hem Sosyalist İşçi okurlarına hem de genele çağrım şudur: Gelsinler ve Ermenilerle Kamp Armen’de dayanışsınlar. Bu devletin artık soykırımla yüzleşmesini, inkâr politikalarına son vermesini buradan tekrar kuralım. Çünkü her zaman söylediğimiz gibi ‘kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’. Kamp Armen ancak örgütlü bir mücadeleyle, bizimle özgürleşecek.