Kamp Armen direnişinin 12. gününde, Marksist.org, 24 Nisan 2011’de ırkçı bir nefret cinayetinde öldürülen Sevag Balıkçı’nın babası Garabet Balıkçı ve annesi Ani Balıkçı ile Kamp Armen direnişi üzerine konuştu.
Röportaj şöyleydi:
Siz Kamp Armen direnişi başladığından beri haftasonları kampa geliyorsunuz. Sizin gibi yüzlerce insan da kampa desteğe geliyor. Bir Ermeni yetimhanesine sahip çıkan bu insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Garabet Balıkçı: Bu insanların vicdanlı insanlar olduğunu düşünüyorum. Etrafımızdan da HDP ve CHP’den çok sayıda insan sağ olsunlar desteğe geliyorlar. Bu kampı kaybetmeme düşüncesindeyiz. Buranın tapusu bizim olmasına rağmen, tapuya el konularak başkasına verilmesine söyleyecek söz bulamıyorum. Neden bunu yapıyorlar bilemiyorum. Bununla Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın ilgilenmesi gerekir. Bu kampın bize iade edilmesini istiyoruz.
İade gerçekleşirse buranın nasıl bir yer olmasını istiyorsunuz?
Garabet Balıkçı: Buranın Ermeni ve başka halklardan çocukların kalabileceği bir yer olmasını istiyoruz. Burada çocukların birlikte oynamalarını, yazı birlikte eğlenerek geçirmelerini temenni ediyoruz.
Kampa olan ziyaretçi ve destekçi ilgisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ani Balıkçı: Kamp için dayanışma çok güzel. Tabii ki hoşumuza gidiyor. İnşallah hak yerini bulur. Yıllar önce gasp edilen mallar gibi olmaz diye umuyorum.
Geçen haftasonu da bu haftasonu da kampa büyük bir ilgi var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Ani Balıkçı: Hrant’la bizim de çenemiz açıldı. Sevag’da daha da coşuldu. Kamp Armen ile üzerine tuz biber ekildi. Bakalım daha ne kadar devam edecek. Soykırım demek ki artık yavaş yavaş, bu şekilde yapılıyor. Topluca alamıyorlar artık herhalde. Tek tek alıyorlar. Vatan sevmek bu mu diye sormak istiyorum. Hrant’ı öldürdüler, dünya yerinden oynadı. Sevag’ı öldürdüler, hiç tanınmayan Sevag tanındı. Samatya’da tanınmayan, normal bir ev kadını olan Maritsa’yı öldürdüler, o da tanınır oldu. Bu kampı da kimse bilmiyordu, artık dünya biliyor. Bu mu oluyor şimdi vatan sevmek? Bunu yapmak nasıl bir şey? Kendi kendilerine ceza veriyorlar galiba.
Kampın durumu ile ilgili hükümet yetkilileri ile görüşmeler sürüyor. Garabet Orunöz umutlu gelişmeler olduğunu söylemekle birlikte tapuyu görmeden mücadeleye son vermeyeceğimizi söyledi. Siz mücadelenin bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Ani Balıkçı: Evet, biraz daha umutlu Garabet. Biz de Ermeni aileler olarak haftaya kampta kalmayı düşünüyoruz. Dayanışma devam edecek ama devletin elindeki bir tapuyu kabul etmeyeceğiz. Tapu bize gelmeli çünkü burası zaten bizimdi. Onun için artık yeter diyorum. Canımızı da verdik, malımızı da verdik. Daha da verecek bir şeyimiz yok.