Şili: Solcu başkanın anayasa önerisi neden reddedildi?

06.09.2022 - 16:58

Şili'deki seçmenlerin çoğunluğu, Pinochet anayasasının yerini alacak yeni anayasa teklifini reddetti. Bunda maden şirketlerinin yürüttüğü karşı kampanya kadar Başkan Boric'in enflasyonla mücadeledeki başarısızlığı belirleyici oldu.

Başkan Gabriel Boric, askeri diktatör Augusto Pinochet'nin anayasasını, sosyal haklar, çevre ve cinsiyet eşitliği konularına odaklanacak şekilde değiştirmek istiyordu. Fakat referandum, Boric’in sol iktidarına karşı yaratılan bir hoşnutsuzluk havasında gerçekleşti.

4 Eylül Pazar günü gerçekleştirilen referandumda yeni anayasa teklifi halkın onayına sunuldu ve oyların yüzde 99'u sayıldığında, yüzde 61,9'unun hayır dediği görüldü.

Nüfusu 19 milyon olan ülkede referanduma katılabileceği belirtilen 15 milyon kişi bulunuyordu. Şili haber kaynaklarına göre, oy vermek için sıraya giren insanlar yoğun bir katılım gösterdi.

Fakat sonuçlar, Mart ayında göreve başlayan Gabriel Boric için tam bir hayal kırıklığıydı.

Şili halkı diktatörlükten kalma eski anayasanın değiştirilmesi gerektiği konusunda hemfikir olsa da Boric’in sunduğu bu anayasa teklifini uygun bulmadığını göstermiş oldu.

Boric ise yaptığı açıklamada şöyle diyordu; "Halkın sesine kulak vermeliyiz. Sadece bugün değil, yaşadığımız son yıllardan kalma gizli bir öfke var ve onu da görmezden gelemeyiz."

“Şili halkının kararı, kurumlarımızın ve siyasi liderlerimizin hepimizi yansıtan bir teklife ulaşana kadar daha fazla diyalog, saygı ve özenle çalışmamızı gerektiriyor”

Boric, tüm siyasi partilerin başkanlarını ileriye dönük bir yol haritası çizmek için Pazartesi günü gerçekleştirilecek toplantıya çağırdı ve kabinede değişiklik sözü verdi.

Sebepler ve koşullar

Şili’de aylardır yürütülmekte olan “Reddet” kampanyası hem merkez sol hem de sağ partiler tarafından destekleniyordu. 

Boric siyasi bir devrim vaadiyle yola çıkmıştı. Yeni anayasa da bu vaade uygun hazırlandı.

Şili'nin anayasasını değiştirme ihtiyacı 2019'da, ülke geneline yayılan protestolarda (ilk olarak metro ücretlerine yapılan zamma karşı başladı ama sonra kadın mücadelesiyle birleşerek büyüyüp taleplerini güncelledi) gündeme getirildi. Protestoculara uygulanan şiddetin ve onlarca kişinin polis tarafından katledilmiş olmasının sonucunda siyasiler ülkenin anayasasını referanduma götürmeyi kabul etti. 2020'de ülkede her beş kişiden dördü anayasanın değiştirilmesi için oy kullanmıştı.

Ancak, 154 seçilmiş üyeden oluşan bir kurul tarafından ortaya konan bu yeni anayasa taslağının kimi maddeleri sağcıların ve bilhassa da büyük maden şirketlerinin hiç hoşuna gitmedi. 

Kurulda avukatlar, akademisyenler, gazeteciler, oyuncular, hekimler, işçiler ve protestocuların temsilcileri de yer alıyordu. Toplamda 17 koltuk da Yerli halkların temsilcilerine ayrılmıştı.

Sağ siyasetçiler ve sağ seçmenlerin yorumlarına göre, koltukların üçte ikisinden fazlasını kazanan solcular sürecin kontrolünü ele geçirdiler; teklife yapılan eklemeleri onaylamak için muhafazakar kongre üyelerinden gelecek tek bir oya ihtiyaçları kalmadı.

Boric de bu süreçte, giderek yükselen enflasyon ve suç oranlarındaki artış nedeniyle ilk zamanlardaki popülaritesini yitirmeye başlamıştı. 

Merkez sol ve sağdan gelen yorumlar, ülkeyi radikal sola kaydırmak için bu anayasayı kullanmak istediği vurgulanarak yapılıyor. Ama Şili halkı kürtajı yasallaştıracak, evrensel sağlık hizmetlerini ve cinsiyet eşitliğini zorunlu kılacak, yerli halklara daha fazla özerklik tanıyacak, işçi sendikalarını ve madencilikle ilgili düzenlemeleri güçlendirecek, ekosistemleri koruyacak, iklim kriziyle mücadele konusunda taahhüt verecek 170 sayfalık, 388 maddelik bir öneriyi reddetmiş oldu. Kaldı ki bu anayasa; barınma, ücretsiz eğitim, temiz hava, su, gıda, sanitasyon, ücretsiz internet erişimi, emeklilik yardımları, ücretsiz yasal danışmanlık da dahil olmak üzere, dünyadaki diğer anayasalarda bulunmayan benzersiz maddeler de içeriyordu. 

Ayrıca Senato'yu ortadan kaldıracak, bölgesel hükümetleri güçlendirecek ve Şili cumhurbaşkanlarının arka arkaya ikinci bir dönem için aday olmalarına izin verecekti.

Anayasa teklifinin bu kadar geniş kapsamlı olması ve bunların maliyeti konusundaki endişeler de reddedilmesinde etkili oldu. Nitekim ekonomistler, önerilen değişikliklerin Şili'nin 317 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 9-14'üne mal olmasını beklediklerini bildiriyorlardı.

Ayrıca, kararda sağ siyasetin dezenformasyon amacıyla yaydığı yalanlar da rol oynadı. Örneğin, ev sahibi olmaya izin verilmeyeceği ve kürtaja, gebeliğin dokuzuncu ayında bile müsaade edileceği gibi yanıltıcı bilgiler dolaşıma sokuldu.

Bunların yanı sıra, seçmenlerin bir kısmı, Şili'yi “çok uluslu” bir devlet olarak tanımlayan dile karşı olduklarını belirtiyor, yerli halklara tanınacak yeni haklara itiraz ediyorlardı. Bu konuda önerilen değişiklik, Şili’de nüfusun yüzde 13'ünü oluşturan 11 yerli topluluğun, kendi yönetim yapıları ve hukuk sistemlerine sahip birer ulus olarak tanınacağı anlamına geliyordu. İşte bu öneri, “Reddet” kampanyasının merkezinde yer aldı.

Aktarılanlara göre, halk bu önerinin Şili’yi böleceğinden endişe duyuyor. Fakat işin aslı, bu yeni anayasa taslağı için en çok ret oyu alınan beş bölge, tomruk endüstrisi ile Yerli aktivistler arasındaki şiddetli çatışmaların yaşanmakta olduğu güneyde yer alıyor. Önerilen reformlar, özellikle de madencilik endüstrisindeki büyük işletmeleri korkuttu. Bu nedenle, değişikliklerin reddedilmesi için sıkı bir kampanya yürüttüler. Yerli halkın, toprakları üzerinde daha fazla hakları varsa ve daha fazla çevresel önlem alınırsa, kârlarının azalacağı ortadaydı.

Geçtiğimiz Mart ayında Pinochet yönetiminde hazırlanan 1980 anayasasını değiştirme sözü vererek iktidara gelen Boric, eşitsizliğe ve yoksulluğa karşı başlayan 2019 isyanının da temel talebini yerine getirecekti. Ancak şimdi, Boric'in göreve başlamasından altı ay sonra, yeni anayasanın reddedilmiş olması, Boric iktidarına duyulan güvenin azaldığını da gösteriyor. Bunun bir sebebi, hızla artan enflasyon ve yoksullaşma.

2019 isyanı Şili'de yüz binlerce insanın sokaklara dökülmesi, barikatlar kurması ve genel greve gitmesinin ardından neler yapılabileceğini açıkça göstermişti. Ancak Boric, gösterileri sona erdirmek ve öfkeyi seçimlere yönlendirmek için sağ siyasetle müzakereler yürüttü. Şimdi de muhtemelen biraz daha sağa kayan bir anayasa sunmak zorunda kalacak. 



Bültene kayıt ol