Göç olgusu tarihin her döneminde var olmuştur. İnsanoğlu yüzyıllardır doğup büyüdüğü, ait olduğu coğrafyayı çeşitli nedenlerle terk etmiş ya da terk etmek zorunda bırakılmıştır. Göç çeşitli nedenlerle gönüllü olabildiği gibi savaş, iklim krizi ya da iç çatışmalar gibi nedenlerle zorunlu da olabilmektedir.
1980’lerden sonra gündeme gelen neoliberal küreselleşme döneminde göç hareketleri hızlandı. Göç, bireyin ya da toplulukların yer değiştirmesiyle kalmayarak göç edilen mekânın da dönüşümüne yol açan sosyal bir olgudur.
Türkiye, 1980’lere kadar göçmenler için hedef ülke olmaktan çok transit ülke olarak tercih ediliyordu. 1980’lerden sonraki dönemde hedef ülke olarak da gündeme geldi.
Suriye’de dokuz yılı aşkın bir zamandır devam eden iç savaş “tarihin gördüğü en büyük insani krizlerden biri” olarak nitelendirilmektedir. Bu insani kriz yakın tarihin en büyük göç dalgasının yaşanmasına yol açtı.
Hepimiz Göçmeniz kampanyası olarak Suriyelilerin, Afganların, Iraklıların ve daha pek çok ülkeden gelen göçmenlerin insanca koşullarda yaşaması için mücadele ediyoruz.
20 Mart Dünya Irkçılıkla Mücadele gününde bunu sokaklarda ve dijital ortamlarda bir kez daha ifade edeceğiz.
Bu yazı dizimizde göçmenlerin sorunlarına 20 Mart vesilesi ile bir kez daha eğilmek istedik. İyi okumalar dileriz.