Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde 4 öğretim görevlisinin yaşamını yitirdiği saldırıyla ilgili açıklama yaptı.
"Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan saldırı ve bu saldırılarda yaşamını yitiren meslektaşlarımızın acısı bizleri derinden sarstı. Yaşamını yitiren meslektaşlarımızın acılı ailelerine başsağlığı diler, acılarını paylaştığımızı ifade ederiz" açıklamasında bulunan Eğitim Sen, yaşananların münferit olmadığını vurguladı.
Eğitim Sen açıklamanın devamında şunları kaydetti:
"Yaşanan olay münferit, bir kişinin sapkınlığı veya hastalıklı ruh haliyle açıklanabilecek kadar basit değildir. Olayın ayrıntıları bizlere, yaşanan bu acı olayın ülkede uzun süredir inşa edilen ancak özellikle de 15 Temmuz 2016’dan bu yana hakim olan, siyasal ve sosyal iklimin sonucu olduğunu göstermektedir. OHAL ilan edilmesi ve ardından çıkarılmaya başlanan KHK’lar ülkeyi adeta bir cadı kazanına çevirdi. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın yerini kapı komşusunu ihbar etmek, kendini korumak için ayrımsız etrafındakilere zarar vermek aldı. “İddiaların hangisinin dayanağı var, kanıt var m?” gibi soruları bile sormaya gereksinim duymadan, toplumca “olağan şüphelilere” dönüştüğümüz bir cinnet döneminden geçmekteyiz.
Akademide OHAL ilanından bu yana yaşanan ihraçlar; akademik özgürlükleri tamamen ortadan kaldıran düzenlemeler; yetkilerin rektörlerde toplandığı yeni üniversite modeli ve göstermelik bile olsa yapılan rektör seçimlerinin kaldırılması ile üniversiteler artık bilimin ve özgürlüklerin hakim olduğu alanlar olmaktan çıkmıştır.
Farklı olanın ötekileştirildiği, öteki olanın yok sayıldığı günlerden geçmekteyiz. Uygulanan politikalar ve hakim siyasi söylem bulunduğumuz her zeminde toplumu “Biz ve Diğerleri” diye bölmekte. Bu bölünmüşlük halinin kendisi de hoşgörü ve karşılıklı anlayışı tamamen ortadan kaldırırken, “ötekini“ bırakın kabullenmeyi onun varlığına tahammül bile edilmiyor. İçerisinde yaşanılan ortam nefes almamızı engelliyor.
Osmangazi Üniversitesi’nde yaşananlar işte böyle bir ortamın sonucudur ve bundan dolayı da münferit bir olay olarak kabul edilemez. İçerisinde yaşadığımız koşullardan bağımsız değerlendirilemez. Bu nedenle de, bu acı olay üzerine yeniden ve yeniden düşünmek ve hiç ertelemeden bu olayın yaşanmasına neden olan koşulları ortadan kaldırmak için gerekenleri yapmalıyız.
Bugün acılarımızı paylaşma zamanıdır. Zaman birbirimizi anlama, hoş görme ve dayanışma zamanıdır. Bugün ihtiyacımız artık “nefes almaktır”. Bugün ihtiyacımız olan siyasi iktidarın hedefleri için değil “Doğa, Toplum, İnsan İçin Üniversitedir.”