İşçi eylemlerine dönemsel olarak baktığımızda neleri görebiliriz?

28.12.2024 - 10:45
Haberi paylaş

Türkiye'de işçi mücadelelerini verilere dayalı olarak ele almak, hareketin büyümesi ve kitleselleşmesi için izlenecek yol/yöntemleri sağlamak için gereklidir. Emek Çalışma Grubu'nun İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu 2023 bu anlamıyla bilgi dolu bir çalışma.

İşçi sınıfı mücadelesi üzerine araştırmalar yapan bu proje, 2015'ten itibaren her yıl basına yansımış eylemleri derleyip, raporlarla inceliyor.

2023 yılında yaşananlara dair 40 sayfalık rapora ve diğerlerine emekcalisma.org sitesinden ulaşabilirsiniz.

Bu yazıda söz konusu zaman diliminde öne çıkan mücadele eğilimlerini ele alacağız.

Yüksek enflasyon karşısında eriyen ücretler

Rapor, 2023'te meydana gelen işçi eylemlerinin - bir önceki yıldan farklı olarak - genelde sendikalı işçiler tarafından yapıldığı tespiti ile başlıyor.

Hepimiz yaşadık bu süreci. 2023 seçim yılıydı ve Erdoğan'ın kazanmasının ardından Mehmet Şimşek yönetiminde kemer sıkma programı uygulanmaya başladı. İhracatçı kapitalistlerin kollanması için TL'nin değeri bilerek düşürüldü. Ve enflasyon ikiye katlandı, kapitalistlerin üretilen toplam servete daha fazla el koymasına yol verildi. Önceki sene imzalanan toplu iş sözleşmelerindeki (TİS) ücret artışlarının yetmezliği tabanda öfke yarattı. Ek protokol yapılıp ücretlerin enflasyon oranında artırılması belediyelerden hastanelere, tüm işkollarında sendikalı işçilerin talebi haline geldi. 

Yılın ilk yarısında eylemlere damga vuran dinamik sonucu AKP iktidarı, Temmuz ayında asgari ücrete ara zam yapmak zorunda kaldı. Kemer sıkma dayatması sonucu 2024'te ara zammın yapılmaması iki sene arasındaki önemli bir farklılık.

Eylemlerin sayısı ve işyeri temelliler

2023'te basında haberlere bakıldığında 1654 tekil işçi eylemi yapılmış. 

1654 tekil eylemin 809'u işyeri temelli, genel ve dayanışma eylemleri olmuş.

İşyeri temelli vaka sayısı: 562. Bu eylemlere 99 bin işçi katılmış. Vaka sayısı önceki seneye göre bir miktar düşse de 2015 yılından bu yana en fazla işyeri temelli eylemler 2023'te gerçeklemiş.

Raporda bu eğilim şöyle kıyaslanıyor:

"2015 yılında 628 olan işyeri temelli eylem vakası sayısı, bir otoriterleşme sürecinin hüküm sürdüğü 2016-2019 yıllarında 420-438 bandına düşmüş, 2020’de de hükümetin salgında patronları kollayan uygulamaları ile 389’a kadar inmişti. Bu sayı 2021’de 468’e, 2022’de ise 600’e yükseldi. 2021’de işyeri temelli eylemlere katılan sayısı 83 bine çıkmıştı ve bu sayı 2016’dan bu yana ulaşılan en yüksek sayıydı.

2022’de bu sayı 155 bine çıkarak Metal Fırtına’nın damgasını vurduğu 2015’i bile geride bırakmıştı."

Talepler

2022'de olduğu gibi 2023'te de eylemlerin yüzde 70'ten fazlası yasal haklar temelli, onları geliştirme için yapılmış. Fakat o seneye damgasını vuran TİS eylemleri, yani önceki TİS'lerin yetmezliği karşısında ek protokol/ödeme talep eden sendikalı işçilerin mücadeleleri.

İşyeri mücadelelerinde genel görünüm

  • İşyeri temelli eylemlere katılan 99 bin işçinin  yüzde 47'si özel sektörde kadrolu ve düzenli çalışanlardan oluşuyor.
  • 809 eylemin yüzde 54'ü basın açıklaması formunda yani protesto olarak yapılmış. Yüzde 33'ü fiili greve dönüşürken, yüzde 13'ü işyerinde basit eylemler yüzde 10'u ise kalıcı direnişler olarak gerçekleşmiş.
  • İşyeri eylemlerinin yüzde 40'ı TİS talepleri için yapılmış. Yüzde 15 ek protokol talebi, yüzde 15'i ise işten atmalara karşı. Yaklaşık yüzde 12'sinde sendikalaşma çabaları öne çıkıyor.
  • İlginç bir hesaplamada eylemlerin ortalama kaç gün sürdüğü üzerine yapılıyor. Çoğu tek günlük eylemler. Uzun süreli olanlarda ise 8 gün sürmüşlük tespit ediliyor.
  • İşyeri temelli eylemlerin sadece yüzde 35'i sonucu üretim durdu ya da aksadı. Bu da önemli bir detay işçilerin asıl gücü üretimde tuttukları yerden geçiyor. Basın açıklamaları formundaki protesto eylemleri ise üretimi aksatmadan yapılıyor ve sonuç alma olasılığı çok daha düşük.
  • İşkollarına göre dağılıma bakıldığında Türkiye kapitalizminin kalbi olan metal sektörü, eylem vakalarının yüzde 16'sının gerçekleştiği yer olmuş. Onu yüzde 15 ile genel işler, yüzde 7 ile sağlık ve sosyal güvenlik işkolları takip ediyor.
  • 2023 yılında meydana gelen işyeri temelli eylem vakalarının yüzde 61'i işçi sendikaları tarafından hayata geçirilmiş. Yüzde 18'i memur statüsündeki işçilerin sendikalarına ait. Yüzde 19'u ise hiçbir kuruma bağlı olmadan sadece o işerindeki işçiler tarafından yapılmış.
  • Bu sene eylemlerde öne çıkan üç sendika, belediye işçilerinin örgütlendiği DİSK'e bağlı Genel-İş, metal sektöründe örgütlü DİSK/Birleşik Metal-İş ve KESK'e bağlı sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin üyesi olduğu SES.

Genel eylemler

İşçi hareketini anlamak için işyeri temelli eylemleri ele almak önemli. Ancak, 1 Mayıs ya da bütçe mitingleri gibi genel eylemler de var.

2023 yılında 225 genel eylem yapılmış. Bunlara yaklaşık 108 bin işçi katılmış. Bu sayının yüzde 40'ını birçok şehirde yapılan 1 Mayıs mitingleri oluşturuyor. Yüzde 67'si basın açıklaması, yüzde 19'u miting, yüzde 9'u ise işyerinde basit eylem olarak tasnif edilmiş.

Genel eylemlerin yüzde 35'ini DİSK, yüzde 28'ini KESK, yüzde 12'sini ile Türk-İş örgütlemiş.

İvme

85 milyon kişinin yaşadığı Türkiye kapitalizminde işçi sayısının 35 milyona yakın olduğu tahmin ediliyor. İşçi derken memur, sözleşmeli, taşeron gibi farklı statülere bölünmüş, mavi ve beyaz yakalı olarak sınıflandırılan, üretim ve hizmet üretimimde çalışan, yönetici pozisyonunda olmayan herkesi anlamalıyız.

Milyonlarca yerli ve göçmen işçinin ezici çoğunluğunun sendikasız olduğu, asgari ücretin temel ücret kabul edildiği, sendikaların imzaladığı TİS'leri asgari ücretin biraz üstünde olabildiği bu koşullarda bir mücadele ivmesinin düşük düzeyde de olsa artan bir şekilde devam ettiğini görüyoruz.

2024 raporu seneye gelecek. Orada muhtemelen işyeri temelli eylem sayısının aynı eğilimde olduğu, fakat fiili grev ve genel eylem vakalarına katılımın daha da arttığını göreceğiz.

Kalabalık 1 Mayıslar, irili ufaklı direnişler ve grevler, DİSK'in işçi buluşmaları, Türk-İş'in geçinemiyoruz bölge mitingleri ve Ankara merkezi eylemi, KESK'in basın açıklamaları ve Ankara'da bütçe protestosu 2024'e damgasını vurdu.

Sosyalist işçiler, işyeri temelli, üretimden gelen güce dayalı, dayanışmacı ve protestocu bu işçi hareketinin daha da büyüyüp birleşmesine yardımcı olmalıdır.

Yüksek enflasyon, düşük ücret ve kemer sıkma dayatması, işsizlik ve sendika düşmanlığına karşı 2025'te mücadelelerimizin devam edeceği ise açık.

Volkan Akyıldırım

(Sosyalist İşçi)

 

Bültene kayıt ol