Milliyetçi hezeyan 2 – LGBTİ+ düşmanlığı 1

Aşırı sağcı otoriter rejim tüm gelişmeleri çılgınlık derecesine varan bir kutuplaşma içinde ele almaya neden oluyor. Milli voleybol takımının kazandığı Avrupa Şampiyonası, öncesi ve sonrasıyla bu çılgınlığın bir laboratuvarı oldu. Takımın bir oyuncusunun cinsel yönelimi bir sosyal medya trolü tarafından gündeme getirildi ve tüm LGBTİ+ nefreti şampiyona günlerinde gündemde yer aldı. Fakat hem takım hem de oyuncu tek bir adım geri atmadı. Oyuncuların ve takımın LGBTİ+ düşmanlığına karşı geri adım atmamış olması çok önemli. Ama buradan “yobazlığa karşı Atatürkçü kadınların aydınlığı” analizleriyle meşgul olanların ve mecburmuşuz gibi milli takımın başarısıyla gurur duymak zorundaymışız gibi bir basınç uygulanmasının bütünüyle yanlış olduğu görülmeli. Voleybol milli takımının başarısı voleybol milli takımının başarısıdır. Bu başarı hayatın farklı uçlarındaki toplumsal kesimlerin uzlaşması, anlaşması, aynı sevinçleri paylaşması anlamına gelmez. Milli takımı tutmak, milli takımla mutlu olmak, hele Kübalı oyuncu Vargas’tan yola çıkarak “milli başarıya” sol bir sos katanların yaptığı gibi milli coşkuya ortak olmak zorunda değiliz.

Bir oyunu savaş arenasına çeviren, nefretle yükleyen bu iklimin parçası olmak zorunda değiliz. Milli takımla coşmak şeklinde de olsa milliyetçilikten ezilenler adına hiçbir olumluluk çıkmaz. Milliyetçi coşkunun içine gizlenen militarist dile çok dikkat etmek zorundayız.

Şenol Karakaş

(Sosyalist İşçi)

son yazıları

CHP’ye kayyım tartışmaları: Anayasaya aykırı, hayır!
Umut barış mücadelesinde
Şovenistler delirdi, demek ki barış süreci doğru yolda-VI

ilginizi çekebilir

2025_09_09T143003Z_1272711583_RC28OGAYYLOD_RTRMADP_3_NEPAL_PROTESTS
Asya’da mücadele dalgası: Yozlaşmış ve baskıcı yönetimler düşüyor
1625358843701
Brezilya’da bir dönüm noktası: Darbeciler ilk defa soruşturulup cezalandırıldı
Cosmopolitan_Manifest_1191_af474cc8a9
Sadece Manifest'e değil kadınların özgürlüğüne saldırı