Irkçılığa ve faşizme karşı mücadeleye

15.07.2023 - 09:12
Volkan Akyıldırım
Haberi paylaş

Altındağ pogromu, Güzelbahçe katliamı ve son olarak Dilovası'nda provokasyon... Örgütlü ırkçılığa karşı mücadele tüm antifaşistlerin ve ırkçılık karşıtlarının görevidir.

Irkçılık kendi kendine varolmaz. Irkçı örgütler, onların saldırgan propagandası, yalanları ve fiili saldırılarla ırkçılık örgütlenir, yayılır.

11-12 Ağustos 2021 Pogrom: Ankara Altındağ'da bir parkta çıkan kavganın ardından toplanan bir grup, gece yarısı Suriyeli göçmenlerin işyerlerine ve evlerine saldırdı. Polisin varlığına rağmen hiçbir engelleme ile karşılaşmayan eli sopalı onlarca kişi dükkanları tahrip etti, yağmaladı. Göçmenlerin içinde bulunduğu bir evi de ateşe vermeye kalktı. Sosyal medyadaki kışkırtıcı paylaşımlar etrafından örgütlenen saldırganlardan hiçbiri tutuklanmazken, ertesi sabah sokağa çıkamaz duruma gelen göçmenler, polis tarafından tahliye edilip yaşadıkları yerlerden zorla uzaklaştırıldı.

16 Kasım 2021 Katliam:  İzmir Güzelbahçe'de Suriyeli göçmen işçiler Ahmet Elali, Mamun Elnebhan ve Muhammed Elbiş kaldıkları yerde uyurken, bir ırkçı tarafından odalarına benzin döküldü. Yakılarak katledildiler. Başta kişisel kavga gibi gösterilmek istense de katilin, 'Orası yanacak, o Suriyeliler bugün ölecek' dediği ortaya çıktı. Bu vahşet alenen işlendiğinde her türlü sorunun nedeninin göçmenler olduğunu iddia edip, türlü yalanları servise sokan sosyal medyadaki ırkçılık had safhadaydı

2 Temmuz 2023 Provokasyon: Gebze Dilovası'nda Suriyelilerin bir Türk'ün evini bastığı iddiası gece vakti sosyal medyada dolaşıma sokulurken, yaklaşık 100 kişi ilçede toplandı. Suriyelilerin yaşadıkları evlere yürümek istediler. Irkçı yürüyüş polis kontrolünde yapıldı. İlçedeki göçmenler korku içinde bekledi. İlerleyen saatlerde gerçek ortaya çıktı. İlçede bir ev basılması olayı olmamıştı. Köpeği olan kişi, bundan aynı yerde yaşayan Suriyeli göçmenleri sorumlu tutmuş ve kavga çıkmıştı. Bir mahalle sakininin çektiği videoda eli sopalı ve silahlı kişiler görüntülenerek, 'Bunlar Suriyeli' dendi. Oysa o kişiler köpeğin sahibi ve yakınlarıydı. Kavgaya karıştığı söylenen 10 Suriyeli göçmen sınır dışı edilirken, hakkında işlem yapılan Türkiye vatandaşları hakkında bilgi verilmedi.

Irkçı saldırılar elbette bunlarla sınırlı değil. Göçmenler sınırdışı edilme tehdidi yüzünden hiçbiri adli kayda geçmeyen, hesabı sorulmayan yüzlerce saldırıya yıllardır maruz kalıyor. Fakat art arda gelen bu üç olay, diğerlerini de kışkırtan, örgütlü ırkçı kampanya ve tehlikenin sosyal boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Irkçılığı yayanlar

Sosyal medyada, teknolojinin olanaklarını kullanarak, bir türlü yalan üreterek göçmen karşıtı ırkçılığı bir vaka haline getiren başlıca odak eski MHP'li Ümit Özdağ ve ırkçı Zafer Partisi'dir. Onlar kadar, içinden çıktıkları Akşener'in İYİP'i de sorumludur.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 1. turunda Sinan Oğan, Özdağ ve arkasındakiler yüzde 5,3'lük bir oy oranına ırkçılıkla ulaştı. Zafer Partisi yüzde 2,23 oranıyla toplamda 1 milyon 215 bin oy aldı. 

2. turda iki parçaya bölünüp iktidar ve muhalefet blokuna iltihak ettiler. Irkçı Zafer Partisi'nin CHP ve Millet İttifakı ile anlaşmasını dehşet içinde gördük. Zaten Suriyeli göçmenleri geri göndermeyi vaat eden Kılıçdaroğlu, '1 yılda kovacağız' diyen Özdağ ile kol kola girdi. 

İkinci turu ise 2023'ün ilk altı ayında 500 binden fazla göçmeni sınırdışı eden Erdoğan kazandı. İkinci tur kampanyasını aşırı sağcılıkla tamamlayan Kılıçdaroğlu yenilirken, muhalefetin tüm kanatları iç krize girdi.

Muhalif gibi gözüken fakat müesses nizamın has elemanı olan Özdağ ve ırkçı partisi ise dışlandığı ana akım siyasete sızmayı başarmış ve kendini meşrulaştırmış olmaktan memnundu; CHP'yi ve Millet İttifakı'nı kuyruğuna taktığı için de.

Buradan aldığı cüretle Bursa Gemlik'ten başlayarak birkaç sahil şehrinde "Mülteci istemiyoruz" sloganlı yürüyüşler tertipledi. Dilovası'ndaki ırkçı provokasyon Gemlik yürüyüşünün ertesi gecesi meydana geldi. Sokağa çıkan eli sopalılar "Sokakta mülteci istemiyoruz" diye bağırıyordu.

İktidar bunlara göz yumuyor, çünkü Özdağ gibiler sisteme, sistemin gerçek sorunlarına ve sorumlularına olan öfkeyi alıp sistemin ezdiği göçmenlere yöneltiyor. Irkçılık ve ayrımcılık hakim oldukça Türkiyeli patronların göçmenleri kayıtsız, sigortasız, düşük ücretle çalıştırması da kolaylaşıyor. 

Fakat ırkçılar sadece göçmenleri hedef almıyor. Ümit Özdağ, Cemevleri'nin ibadethane olmasına karşı. HDP'nin kapatılmasını ve Türklerin Kürtler karşısında üstünlüğünü savunuyor. Azılı bir antikomünist. Kendisini MHP'den, Ergenekon iddianamesi sayfalarından, Hrant Dink cinayeti sırasındaki rolü ve ardından 'Hepimiz Ermeni'yiz' diyenlere karşı saldırılarından tanıyoruz.

Mazlumları hedefe koyup örgütlenerek, kurdukları çeteleri demokratik muhalefete ve nihayetinde işçi sınıfına karşı kullanacaklardır.

Ne yapmalıyız?

Dilovası'nda provokasyonun ardından "Irkçıları durduralım" başlıklı bir çağrı yapan Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır platformu şunları söylüyor:

"Mülteci düşmanlığı yapmak meşru ve demokratik siyaset alanının dışındadır. Irkçılık, düşünce ve ifade özgürlüğünün dışındadır. Çünkü ırkçılar, bunlara karşıdır...

► Irkçılık yasaklanmalıdır. Anayasa ve TCK hükümleri bu provokasyonlara son vermek için uygulanmalıdır.

► Bunu başarmak ve ırkçı kampanyaları/saldırıları püskürtmek antifaşistlerin ve ırkçılık karşıtlarının ortak görevidir.

► Provokasyonları önlemenin yolu aşağıdan, geniş katılımlı antifaşist ve ırkçılık karşıtı kampanyaları göçmenlerle omuz omuza örgütlemektir."

Volkan Akyıldırım

(Sosyalist  İşçi)

 

Bültene kayıt ol