Anti-HDP milliyetçi propagandasının yarattığı zehirli sonuçlar

11.08.2021 - 12:31
Volkan Akyıldırım
Haberi paylaş

Türkiye'nin güneyi orman yangınları felaketiyle boğuşurken Cumhur İttifakı bileşenlerinin estirdiği milliyetçi rüzgarları kullanan ülkücü faşistler sokağa çıktı.

Manavgat cayır cayır yanarken, yolları kesip kimlik kontrolü yapan faşistler, yardım için bölgeye giden iki kardeşi öldüresiye dövdü ve araçlarını yaktı.  

Aydın'ın Efeler ilçesinde gece nöbet tutan kalabalık bir grup, orman yolunda karşılarına çıkan Bursa plakalı aracı durdurdu ve içeridekilere saldırdı. Aracın camlarını kürekle kırıp içeridekileri yaralayan kalabalık, sürücünün gaza basmasıyla geride kaldı. Dakikalar sonra ortaya çıkan polis, araçtakileri gözaltına aldı. İki kişinin de masum olduğu anlaşıldı.

Milas'ta alevler termik santrale ulaşmışken, bölgedeki çok sayıda kişi araçlarıyla kaçıyordu. Muharrem Duygu isimli şahıs aracını yolun ortasında durdurarak, trafiği kesti ve kundakçı olmakla itham ettiği tatilciler ile bir gazetecinin geçişini engelledi. 

Bunlar, görüntüler sayesinde kamuoyuna yansıyanlar. Gerçekte ise çok fazla sayıda faşist saldırganlık ve Kürtlere yöneltilen baskı var.

Yaygın milliyetçilik içinde faşist  örgütlenme

Orman yangınları, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de küresel ısınma sebebiyle meydana geldi. 

Fakat faşistler ve ırkçılar yangının başından itibaren bunların birer sabotaj olduğu fikrini yaymaya başladı.

AKP+MHP ittifakına göre, HDP eşittir PKK. Bu propagandaya yıllardır aralıksız devam ediliyor. Milliyetçilikle sarılan kitleler içinde yürütülen faşist ajitasyonla birlikte bu tutum "Kürtler yaktı" fikrine dönüşüyor. 

İzmir HDP binasında Deniz Poyraz'ın katledilmesi, Konya'da Dedeoğulları ailesinin 7 ferdinin vahşice infaz edilmesinde olduğu gibi, Akdeniz'de silahla sokak kesen, Kürtleri ayırmak için kimlik kontrolü yapan, sakallı ve esmer kişileri potansiyel terörist olarak gören faşist güruhu yaratan da anti-HDP, anti-Kürt iktidar propagandasıdır. 

Bu propagandayı belirleyen ise Erdoğan'ın yüzde 50+1 için muhtaç olduğu ülkücü faşistler. Yangını söndürmek yerine Kürt avına çıkan ülkücüler, AKP'nin aşırı sağcılarını da peşinden sürüklüyor. Zaten milliyetçi olan yerel kişiler, bunların propagandasına kolayca kanıp faşist sokak kontrolüne dahil oluyor.

Orman ve yangın işçileri fedakarca alevlerle savaşırken, yerel halk ve bazı tatilciler canla başla yangını söndürmeye çalışırken, silahlı sokak kontrolü yapan faşistler belli ki bir felaket içinde daha büyük bir felaketi yaratmak için prova yapıyor.

Ormanları kim yaktı? 

İktidar bloğunun en milliyetçi isimlerden biri olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya göre yangını çıkartmaktan tutuklanan kişilerin hiçbirisi siyasi bağlantılı değil. Defter yakma, izmarit atma vb gibi sebeplerle tutuklandılar.

Bu kişilerin yaptığı "küçük" şeylerin, bu kadar büyük bir yangına dönüşmesinin sebebi dünyanın ısısının 1,5 derece artmasıdır. Dünyanın kaydedilen en sıcak yazının yaşanmasıdır. Küçüçük bir kıvılcım ya da etken zaten yanıcı hale gelen ormanları kolayca tutuşturuyor.

Irkçılığa ve faşizme karşı mücadele

İklim krizine karşı mücadele hayati önemde. Faşistleri ve ırkçıları durdurmak da öyle.

Irkçılığa ve faşizme karşı çıkanların, Kürt halkının, göçmenlerin, tüm ezilen hakların ve sosyal grupların dostlarının faşist saldırganlığa karşı bir araya gelmesi ve mücadelesi etmesi çok önemli.

OHAL ve başkanlık rejiminin demir yumruğu altında boşalan sokakları doldurmaya kalkan faşistleri püskürtecek olan, ortak talepler etrafında yürütülecek kitlesel sokak eylemleri ve etkinlikleridir. Ekonomik ya da siyasi taleplerle yapılan kitlesel işçi ve emekçi eylemlerinde, ırkçılığa ve faşizme karşı mücadelenin sesi gür çıkmalı.

Volkan Akyıldırım

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol