Sosyalist Tartışma'da üçüncü gün: Küresel direniş kazanacak!

22.10.2017 - 14:31
Haberi paylaş

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) tarafından İstanbul'da düzenlenen Sosyalist Tartışma toplantılarının son gününde, kapitalizm sonrası yaşam, göçler ve ırkçılık, 2019'a giderken nasıl bir muhalefet örgütlemek gerektiği tartışılıyor.

Pazar gününün ilk oturumu kapitalizm sonrası yaşam üzerineydi. Toplantıda ilk olarak konuşan Ferda Keskin, "Kapitalizmin çok güçlü bir eleştirisini yapmasına rağmen, Marx dahi post-kapitalist topluma dair çok az yazmıştır. Kapitalist toplumla derdimizin ne olduğundan hareket edersek belki bir şeyler söyleyebiliriz. Bir tarihselci olarak ben kapitalist toplum sonrasına dair tahminlerin, önceden tarif edilmiş ideal bir dünya üzerinden değil, mevcut toplumun içerisindeki ütopyaların içerisinden çıkarılabileceğini düşünüyorum" dedi.

"İktisadi eleştirinin dışında, kapitalist topluma etik bir eleştiri getirirken, en önemli kavramımız özgürlük olmalı" diyen Keskin, şu ifadeleri kullandı:

"Burada liberalizmin kastettiği anlamda bir şeyden bahsetmiyorum. Negatif bir özgürlük anlayışından değil, insanın insan olarak sahip olduğu potansiyelleri gerçekleştirebilmesi ve oradan hareketle kendini Grundrisse’de söylendiği biri yeniden kurabilmesini sağlayan pozitif bir özgürlük anlayışından bahsediyorum. Bunun için öncelikli gerçekleştirilmesi gereken şey elbette ki sınıfsız toplum."

Roni Margulies ise Marx'ın komünizmi tarihin, önümüzdeki tüm çelişkilerin çözümü ve kendisinin çözüm olduğunu bilen bir hareket olarak tanımladığını hatırlattı. İnsanların bugünkü toplumda kendi potansiyellerini gerçekleştirmek için değil patrona artı değer üretmek için emek harcadığını dile getiren Margulies, soldaki yaygın kanının aksine komünizmin özgürlükle ilgili bir şey olduğunu unutmamamız gerektiğini söyledi.

Günün ikinci toplantısı "Göçler Çağı: Sınırlar, devlet, ırkçılık" başlığını taşıyordu. Toplantıdaki konuşmasında DSİP'ten Meltem Oral, küresel düzeyde bir istikrarsızlık ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyerek, bu istikrarsızlığın faturasının mültecilere kesilmeye çalışıldığını söyledi. Irkçılığın bizzat kapitalizm tarafından yaratıldığını söyleyen Oral, sağa kayışı göçmenlerin gelişine bağlayan yorumların doğru olmadığının altını çizdi. Ekonomik istikrarsızlığın yanısıra emperyalizmin içine girdiği krizin de bu göçler çağının başlamasında etkili olduğunu hatırlatan Oral, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile imzaladığı utanç verici anlaşma sonrası mültecileri rehine olarak ülkede tutma politikası uyguladığını belirtti. Sadece iktidarın değil muhalefetin de mültecilere dönük ırkçılık yaptığnı söyleyen Oral, CHP'yi eleştirdi ve ırkçılığa karşı mücadele eden bir sol alternatifi yaratmanın önemini vurguladı. Toplantının ikinci konuşmacısı, insan hakları savunucusu Hakan Ataman ise "mülteci krizi, göç krizi" gibi lafların çok kullanıldığını ancak mülteci olmanın herhangi bir krizin sebebi değil sonucu olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Türkiye'nin hiçbir zaman göçmen dostu bir yer olmadığını söyleyen Ataman, Avrupa Birliği'nin de artık göçmenlere dost olmadığını vurguladı. Göçmen düşmanlığının arkasında refah paylaşımına, güvenlik anlayışına, önyargılara ilişkin pek çok mesele olduğunu söyleyen Ataman, kendisine sosyal demokrat diyen CHP'nin bile mültecilere ırkçılık yaptığını hatırlattı. Hükümetin mülteciler ile ilgiili hiçbir politikası olmadığının altını çizen Ataman, bu konuda çalışan insan hakları savunucularının da önünün kesildiğini belirtti. 

Emperyalizm ve güncel hegemonya krizi üzerine tartışma

Sosyalist Tartışma’da ikinci gün​

Sosyalist Tartışma’da Ekim Devrimi ve yerli-milli ittifak tartışıldı​

Bültene kayıt ol