Son dönemde hip-hop ve rap’in sistem karşıtı, muhalif özünü yansıtan birçok örnek Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı. Ezhel hem müzikal olarak trap, hip-hop ve r&b öğeleri kullanımı, Türkçe hip-hop’ta kalıplaşmış flow’ları aşan tarzıyla hem de sisteme, devlete, alayına karşı sözleriyle son dönemde en çok öne çıkan sanatçı oldu. Müptezhel albümü internete düştü ve herhangi ‘reklam’ olmadan binlerce insanın diline şarkıları pelesenk oldu, “şehrimin tadı” milyonlarca kere izlendi. Gettolar, patronlar, is, pas, kir, polis, seks, küvet filan ezcümle binlerce hayatın gerçekliği bu şarkılarda çünkü.
Ezhel şarkı sözleriyle uyuşturucu kullanımını özendirdiği gerekçesiyle tutuklandı. Uyuşturucuya karşı mıdır değil midir bilemem, kimsenin de bilmesine gerek yok bence. Mesele bir sanatçının, aynı zamanda antifaşist bir aktivistin şarkıları yüzünden gözaltında olması. Hele ki Hrant’ın katillerine türküler yazan Türütgillerin kahraman oluverdiği bir memlekette, güzide bir adaletsizlik örneği daha.
Müziğe klişe tabirle ‘yeni bir soluk’ getiren muhalif bir sanatçı olarak tutuklanması ve tutukluluğunun gerekçesi dünya müzik tarihinde ne yazık ki bir ilk değil. Sanat devrim yapar mı, devrim mi sanatı dönüştürür gibi ulvi tartışmalara hiç girmeyelim ama her sanat üretiminin yaşadığımız toplumsal koşulların, politik dönüşümlerin, bazen de mücadelenin bir ürünü olduğu gerçek. Sanatın mücadeleyi, mücadelenin sanatı etkilediği garip, iç içe geçmiş bir ilişki bu. 50. yılını hatırladığımız 1968 böylesi bir karşılıklı ilişkinin en yoğun yaşandığı dönemlerden birisi.
Rivayet odur ki, Beatles üyeleri 1964 senesinin bir gecesinde Bob Dylan ve marijuana ile tanışır ve olaylar gelişir. Müzikal serüvenlerinde önemli bir uğrak olan, 26 Mayıs 1967 tarihli “Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band” albümü bu tanışıklığa çok şey “borçludur”. Hatta Paul McCartney’e göre “Sgt. Pepper bir uyuşturucu albümüydü”. Saykodelik “Lucy in the Sky with Diamonds” veya “yükselirim birazcık arkadaşlarımın yardımıyla” sözleriyle “With a Little Help from my fFiends” gibi şarkıların olduğu albümün her köşesine farklı bir şeyler sızmıştır.
Bu etkinin nedeni sadece grup elemanlarının kişisel tecrübeleriyle alakalı değil. 1967 tarihi tüm dünyayı kasıp kavuracak, üzerinden yarım asır geçmesine rağmen hâlâ yeryüzünün her yanına ilham veren bambaşka bir fırtınanın arifesidir. Rock’n Roll, giyim kuşam, cinsel özgürlükler, eğitim sistemi ve gündelik hayattaki her şeye dair milyonlarca gencin özgürlük arayışı ‘zamanın ruhunu’ belirledi. Kuşkusuz 1968’in sadece ‘bir kuşağın kültürel isyanı’ olarak yorumlanması ve hatırlanması bir hayli problemli. Egemen sınıf dünya tarihinin o zamana kadarki en büyük genel grevinden o kadar korkmuş olacak ki, 68’in sadece marijuana ve cinsel özgürlükle hatırlanmasına razı.
Bu dönemde popüler kültürdeki ve siyasetteki radikalleşme el ele gitmektedir. Tam da bu yüzden Beatles’ın kafasının yüksekliği sadece bir grup gencin akranlarıyla eşzamanlı olarak peşine takıldıkları zibidilikle alakalı değildir. Beatles için “yüksek olmak” aynı zamanda politik bir meseledir. “Sgt. Pepper” albümünün çıkmasından iki ay sonra, ‘The Times’ gazetesinde bir ilan yayınlanır: “Marijuana yasağı prensipte ahlak dışı ve pratikte işlevizdir”. İlanın yayınlanmasına ön ayak olanlardan biri muhalif aktör Clive Goodwin’dir. Goodwin’e göre tütün ve alkolden daha az zararlıdır ve kapitalist lobiler içki ve tütün kârlarının düşmesine neden olacağı için yasağın kalkmasının önünde engeldir. Vietnam savaşına karşı hareketin lideri Tarık Ali, ünlü romancı Graham Greene, parlamenter Jonathan Aitken gibi isimlerin imzacı olduğu ilana Beatles üyeleri de imza verir. İlanda “yakın zamanda The Times'ta bir lider, uyuşturucuya karşı mevcut kampanyanın ardında yatan 'kasti sansasyonculuk'a dikkat çekti ve uyardı: ‘Önceki vakalar, medya, polis ve kamunun ulusal bir anksiyete anında insan avına başladıklarında neler olabileceğini gösterdi’" denilerek ‘sulu-kuru her türlü’ takılanlar etrafında koparılan yaygaraya dikkat çekiliyordu.
1968 yılının farklı dönemlerinde, John Lennon veya Rolling Stones üyeleri benzer gerekçelerle, ‘kuru takılmaktan’ gözaltına alınır. Rolling Stones, sokaktaki radikalizasyonu yakalamakta Beatles’tan daha erkencidir, çoktan hareketin aktivistlerinin grubu haline gelmiştir. Bizzat savaş karşıtı eylemleri anlatan şarkılar yapar. Beatles’ın ve özellikle John Lennon’ın politik serüveni hareketle birlikte evrimleşir, devrimcileşir. Devletin habire enselerinde olmasına neden olan yaşamları, aslında sokaktaki gençlerin yaşamıdır. Popüler figürleri ahlaken dize getirme çabası, onlar üzerinden aslında toplumdaki gençliğin tümünde yaşanan ‘kâbusa’, ‘ahlaksızlığa’, ‘çapulculuğa’ karşı bir reflekstir. Gençliğin politik radikalliğiyle birlikte gelişen yeni kültürü, kurulu düzenin baş düşmanıdır.
1960’lı yıllarda Rock’n Roll, 70’lerin sonundan itibaren hip-hop ve rap genel olarak alt sınıfların gençliğinin hem sistem karşıtlığının politik ifadesi hem de dayatılan yaşam biçimlerine karşı isyankâr itirazı oldu. Mesele bu şarkılar değil bu şarkıların üretildiği toplumsal koşullar. Ezhel kapitalizmi övmüyor, patronları övmüyor, faşistleri övmüyor, tecavüzcüleri övmüyor, maçoları övmüyor, savaşı övmüyor. Tüm bunları kutsayan kocaman bir egemen kültüre, medyaya, dizilere, filmlere, müzik piyasasına karşı kafa tutuyor, onun derdi isyan. Hadi Ezhel’i tutukladınız o kadar dert ortağını ne yapacaksınız? Medyayı sansürleyince, akademisyenleri atınca, filmleri yasaklayınca, sanatçıları hapse tıkınca kurtuluyor musunuz “ahlaka mugayir” isyan illetinden?
Hayata, insana, doğaya, kâinata ait olan olmayan her şey sanatın konusu olabilir. Buna dair her türlü baskı ifade özgürlüğüne saldırıdır. Ayrık otları, sulu-kuru takılanlar, Beyoğlu’nun marjinalleri derken toplumun bir kesimi düşmanlaştırılırken yerli-milli ittifakın güvenlikçi politikaları gündelik hayatın her alanında normalleştirilmeye çalışılıyor. Bir sanatçının şarkı sözleri gerekçesiyle tutuklanması yaşadığımız OHAL baskısının ne kadar geniş bir alana sızabileceğinin bir kanıtı, topyekûn bir hizaya getirme politikasının baskısıdır. Ezhel çıkacak, yine şarkı yazacak. Esas o zaman ne yapacaksınız?
Meltem Oral