Çoğumuzdan çok daha yaşlıydı Cezayir yoldaş. Çok yakın olamadık. İzmir’de katıldığım toplantılarda karşılaşıyorduk. Bazen İstanbul’da yaptığımız toplantılara katılıyordu.
Çok konuşkan da değildi. Bazen, konuşması gerekirse, müdahale etmesinde gerçekten fayda olduğunu düşünürse konuştuğunu gördüm.
Konuştuğu gibi bir insan olduğu çok belliydi. Candan, içten, gösterişe kaçmayan.
Vefakâr devrimcilerin ortak özelliği bu. Gerektiği kadar konuşmak, sessizce faydalı olduğunu düşündüğü işleri yapmak.
Cezayir yoldaşın kuşağından olup da hâlâ devrimci mücadelede yer alanların bir başka ortak özelliği daha var. Gözleri.
Gözlerinden sıcaklık, inanç, umut, insana moral veren ne kadar değer varsa, hepsi birden bakıyordu insana. Toplantılarda göz göze geldiğimde, “Yaptığımız hiçbir şey boşuna değil” demekten kendimi alamıyordum.
İzmirli yoldaşlarımız çok daha yakından tanıyorlar ama çalışkan bir yoldaşımızdı Cezayir yoldaş. Çalışkan bir yoldaş olduğu çok açıktı. Çalışarak yaşadı, çalışarak yaşamak zorunda olan bir sınıfın üyesi olarak, çalışarak geçirdiği ömrünün son dönemlerinde devrimci fikirlerin yaygınlaşması için uğraştı.
Kendi kuşağından yenilenmeyi başarabilen, solun stalinist geçmişiyle bağlarını cesaretle kopartıp atabilen özel bir devrimciler grubunun da arasında yer aldı. Ne stalinizme taviz verdi, ne ulusalcılığa ne de AKP’nin yeni bir Türkiye kurmakta olduğu masallarına. 24 Nisan anmalarında vardı, Türk milliyetçiliğinin gerilemesi için çabaladı. Kürt halkının özgürlüğünün tüm işçi sınıfının özgürlüğü için elzem olduğunu da anlatıyordu.
Son dönemde karşılaşamadık.
El sıkışırkenki kararlılığına tanık olamadım uzun süredir. Varlığı bile, aşağıdan sosyalizm mücadelesine duyduğumuz güveni artıran bir yoldaşı daha kaybettik. Çok üzgünüm. Hiç oturup uzun uzun dertleşemedik, sıcak demli çay içerek sabahlayamadık muhabbet ederek.
Çok meşgulüz, birbirimize ayıracak zamanımız yok ya, ondan!
Rahat uyu Cezayir yoldaş.
Gözün arkada kalmasın. Seninle aynı siyasi amaçla çalışmış olmanın etkisi bile bütün yoldaşlarında “kazanana kadar mücadele, kazanmak için çalışmaya devam” duygusunu beslemeye yeterli.
Şenol Karakaş