2018'de barış mücadelesi

07.01.2018 - 07:49
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Türkiye’de yerli-milli bir siyasi konsensüs, barış kavramını kullanmayı bile imkansız hale getirmeye çalışıyor. 2017 yılı bu açıdan çok zorlu geçti. Çatışma yerine diyalog yönünde ısrar edenler, yeni bir çözüm sürecinin devreye girmesi gerektiğini savunanlar zorlu bir mücadele verdiler.

Üstelik bu durum sadece Türkiye’de böyle değil.

Sağın güçlü olduğu ya da meydan okuyarak merkezi siyaseti sıkıştırdığı her yerde benzer süreçler yaşanıyor. ABD’nin başında öyle bir başkan var ki nükleer bir savaşı ‘şakacı’ bir dille gündeme getirebiliyor. Bunu yaparken aynı vurdumduymaz üslubuyla Filistin’e yardım programının gereksiz bir hale geldiğini iddia edebiliyor.

Trump başkan seçildiğinde bildiğimiz dünya düzeninin sonunun geldiği çok açıktı. Ama karşı karşıya kaldığımız seviyesiz üslup beklenmedik bir durum. Tehlikeli olan, bu üslubun ima ettiği yönetim tarzının küresel ölçekte normal haline gelmeye başlaması.

Bu üslupla beraber bütün gezegenin üzerine boca edilen şey apaçık bir savaş tehdidi. Savaş tehdidi geçiştirilecek bir olasılık değil. Bir ülkenin başkanı, Birleşmiş Milletler toplantısında bir başka ülkeyi haritadan sileceklerini ilan ediyor. Haritadan silinmekle tehdit edilen ülkenin başkanı ise sürekli olarak nükleer denemeler yaptıklarını söyleyerek tüm dünyaya meydan okuyor.

Bu militarist böbürlenmelerin, bu savaş oyunlarının arka planında emperyalizmin küresel hegemonya krizinin tetikleyici bir rol oynadığını görmek mümkün. 21. yüzyılın efendisi  kim olacak? ABD’nin gerileyen hegemonyası, ekonomik gerileyişi emperyalizmin çatlaklarının daha hızlı büyümesine neden oluyor. ABD çoklu bir krizle yüz yüzeyken başka güçler meydan okuma gücünü kendisinde buluyor. Trump, ABD egemen sınıfının bir kanadının bu gerilemeyi sona erdirecek çözümü olarak öne çıkıyor. Trump’ın yıl sonunda açıkladığı stratejik belge, ABD’nin çıkarlarının garantiye alınması için askeri varlığının daha görünür olacağını ilan ediyordu.

2018 yılı, askeri çelişkilerin ve yoğunlaşmanın artacağı bir yıl olacak. Savaş karşıtları buna yanıt olarak birleşik eylem örgütlemek zorunda. Savaşın bedelini ödeyecek olanlar, savaştan kâr edecek olanlara karşı birleşmeli. 2018 yılı bu birleşik mücadele için tüm fırsatların değerlendirildiği bir yıl olmalı.

Yıldız Önen

[email protected] 

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol