Çin, Suudi rejimi ve emperyalizmin hegemonya krizi

16.12.2022 - 11:17
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Geçtiğimiz hafta CNN International’da yayınlanan haberde Çin lideri Xi Jinping’in yaklaşık yedi yıl sonra Suudi Arabistan’ı ziyaret ettiği yazıyordu. Ziyaret sırasında “kapsamlı bir stratejik ortaklık” belgesi imzalandı. 

Çin’in bu ziyareti Suudi Arabistan’ın en büyük ticaret ortağı olduğu gerçeğini de hatırlattı. Elbette aynı zamanda Suudi rejimi Çin açısından bir yatırım kaynağı. Çin verilerine göre Çin ve Suudi Arabistan arasındaki ikili ticaret 2020’ye göre yüzde 30 artışla 87.3 milyar dolara çıkmış durumda. 

Çin’in bir başka özelliği de dünyanın en büyük petrol alıcısı olması.

İki rejim arasındaki sıkı fıkılık masum bir buluşma olarak ele alınamaz. Hükümetler bir yandan karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltacaklarını taahhüt ediyorlar ama öte yandan küresel emperyalist çelişkiler bu taahhütlerin hemen unutulmasına neden oluyor. Özellikle Rusya’nın Ukrayna işgali enerji krizini tetikledi. Batı Rusya’ya ambargo ve fiyat tavanı uyguladı. Avrupa bir anda kendisini enerji açısından güvensiz bir durumda buldu.

Çin’in dünyanın en büyük petrol alıcısı olması ülke toprakları dışındaki gaz ve petrole ne kadar bağımlı olduğunu da gösteriyor. Petrol tüketiminin yüzde 72’si, doğalgazın da yüzde 44’ü başka ülkeler tarafından karşılanıyor.

Bu, Çin’in yedi yıl aradan sonra Ukrayna krizinin derinleştirdiği küresel askeri çatışma koşulları içerisinde yapılan Çin ziyaretini anlamamıza yardımcı oluyor.

Geçtiğimiz hafta Alex Callinicos’un Marksist.org sitesinde yayınlana yazısı sürecin diğer kutbunu, ABD’nin hamlelerini ele alıyordu ve gelişmelerin gösterdiği gerçeğin, “Washington’un kendini Çin’e karşı savunma dürtüsünün, müttefiklerini kendi etrafında toplamak yerine onları kendinden soğutma riskini taşı”dığı olduğunun altını çiziyordu.

ABD Kaşıkçı cinayeti nedeniyle suçlanan Prens Salman’ı geçtiğimiz hafta cinayet soruşturmasından akladı. Muhammed bin Selman’ın devlet yöneticisi olduğu nedeniyle aklanması ABD’nin Suudi rejimiyle arasını sağlam tutmaya çalıştığının bir göstergesi.

Suudi Arabistan iki büyük emperyalist gücün gözbebeği gibi olurken Çin ve ABD Tayvan etrafında da büyük bir gerilim yaşıyor.

Bu, iki sorunun derinleşerek tüm dünya siyasetini sıkıştıracağını gösteriyor. Birincisi tüm bu petrol çılgınlığının iklim krizini daha da büyüteceği gerçeği. Hali hazırda yaşadığımız felaket boyutlanarak sürecek. İkincisi askeri gerilimle Çin ve ABD arasındaki rekabet, ABD’nin Çin’i daha büyük bir tehdit haline gelmeden baskı altına almak istemesi, tüm dünyada Ukrayna işgalinin yarattığı krizi katmerlendirecek.

İklim krizi ve savaşlara aynı anda karşı çıkmayı sürdürmeli ve daha büyük meydan okuyuşlarla karşılık vermeliyiz.

Yıldız Önen

(Sosyalist İşçi) 

 

Bültene kayıt ol