Göçmen düşmanlarına oy yok!

İktidar bloku Suriye’de Esad rejimiyle uzlaşmaya çalışıyor. Bürokrasi arasındaki görüşmeler devlet başkanları arasındaki görüşmelere evrilecek gibi görünüyor. Her iki devletin sözcüleri görüşmelerden yana konuşmalar yapıyor.

Suriye’de Türkiye’nin Esad rejimiyle uzlaşma girişimlerine öfkelenen rejim karşıtları gösteriler gerçekleştirdi. 

İktidar sözcüleri, rejimle uzlaşmanın iki büyük hedefi olduğunu söylüyor: Birisi Suriye’nin Kürt bölgesinde şekillenen özerkliğin sona ermesi. Diğeri ise iç savaştan canını kurtarmak için Türkiye’ye kaçan göçmenlerin Suriye’ye geri gönderilmesi.

Bir grup sosyalist, bazı muhalif çevreler dışında göçmenlerin geri gönderilmesine karşı çıkan yok.

İktidar, Türkiye’de hayata geçirdiği TOKİ mantığını Suriye'de de hayata geçirmenin ve göçmenleri geri göndermenin derdinde.

İktidar, sanki göçmenlerin tek sorunu Suriye’de başını sokacak bir evleri olmayışıymış gibi ele alıp, tüm sorunu inşaata indirgiyor.

Suriyeliler evleri olmadığı için değil, artık Suriye’de  evleri olmadığı için geri dönmüyorlar, geri dönmek istemiyorlar.

Evlerinin bir diktatör tarafından işgal edildiğini düşünüyorlar.

Can güvenliği, demokrasi, en temel insan hakları askıya alınmış bir iç savaş rejimi hüküm sürüyor Suriye’de.

Türkiye’de yaşayan Suriyelileri Suriye’ye göndermek istemek, milyonlarca insanın katledilmesine onay vermektir.

Irkçılar bunu umursamıyor.

İktidar ve muhalefetteki ana akım partiler de önemsemiyor, seçim kampanyalarında göçmenlerin geri gönderilmesini öne çıkan bir politik talep olarak savunuyorlar.

CHP lideri Kılıçdaroğlu 2022 yılını, göçmenleri göndereceğini söyleyerek, “Bunun iki yıl içinde gerçekleşebileceğine inanıyoruz.” diyerek kapatmıştı. 2023 yılına da göçmenleri iki sene içinde göndereceğini ilan ederek girdi.

2023 seçimlerinde bütün partiler göçmenleri hangi ittifakın en çabuk geri yollayacağı yarışıyla öne çıkacaklar gibi görünüyor. Bunu yaparken de ırkçı olmadıklarının altını çizmeye devam edecekler. Kılıçdaroğlu Kasım ayında yaptığı açıklamada, “biz ırkçılık yapmıyoruz herkesin kimliğine saygımız var” diyerek geri göndermeyi savunmuştu.

Zafer Partisi sözcüleri bile göçmen konusunu ırkçı bir temelde ele almadıklarını söylüyor. 

Söze, “ben ırkçı değilim” demeden giren bir ırkçıyla henüz karşılaşmadık. Irkçılığın kötü bir şey olduğunu hayal meyal hatırlıyorlar. Evini, yurdunu, yaşadığı yerleri bırakıp kaçmış insanları zorla geri göndermenin ırkçılıkla ilişkisinin de farkındalar. 

Bu yüzden ırkçı olmadıkları uyarısını yapıyorlar.

Seçim döneminde köpürtüleceği çok açık olan göçmen düşmanı koroya karşı, başka bir sesi yüksek bir şekilde çıkartmalıyız. Bu sesin ilk cümlesi, “göçmen düşmanı hiçbir partiye oy vermeyeceğimiz" olmalı.