Küresel kıyametin ortasında sol nasıl kazanır?

21.01.2017 - 09:20
Alex Callinicos
Haberi paylaş

Geçtiğimiz yıl dikkate değerdi. Bazı açılardan, ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesi birçok eğilimi özetledi.

Anlamak için 2007/8’deki finansal çöküşe geri dönmeliyiz. Tüm dünyadaki egemen sınıflar, 1930’larda görülene benzer bir çöküşü el birliğiyle önledi. Neoliberalizm patronları çok daha fazla zengin ettiğinden, vazgeçilemeyecek kadar iyiydi.

Egemen sınıfın yeniden şarj ettiği neoliberalism –kemer sıkma- krizi çözmedi. Üstelik krizin maliyetini işçi sınıfına ödetme denemesi, baskın ideolojinin hegemonyasını zayıflattı. Bu da seçmenlerin isyanlarına yol açtı.

Uzun zaman boyunca sıradan insanlar ana akım politikalar tarafından küçümsendiklerini hissettiler. Krizle bu aktif düşmanlığa dönüştü. Ne yazık ki bundan asıl kâr eden sağcılar.

Solda da hareketler vardı – Yunanistan’da Syriza, İspanya’da Podemos, ABD’de Bernie Sanders ve İngiltere’de Jeremy Corbyn. Ama sağ şu ana kadar baskın oldu.

Sağ ile neyi kasettiğimiz hakkında net olmamız gerekiyor. Faşizm hakkında çok konuşuluyor ve gerçekten de faşist tehlikeler var.

Avusturya başkanlık seçiminde faşist Özgürlük Partisi’nden biri neredeyse seçimi kazanıyordu, ucuz kurtulduk. Marine Le Pen’in bu yıl Fransa’da başkanlık seçimlerinin ikinci turuna katılması olası gürünüyor.

Ancak uluslararası alanda sağdaki baskın eğilim, UKIP ve Trump gibi populist ırkçı sağ. Bununla beraber, populist sağın ilerlemesi, gerçek faşistlerin gelişmelerini kolaylaştıracak bir ortam yaratıyor.

Global kapitalizm, Trupm’ın seçilmesinin bir sonucu olarak, daha fazla belirsizlik ve istikrarsızlığa sürükleniyor. Bu, solun anti-kapitalist bir alternatif önermesi için iyi bir ortam olmalı.

Gerçek o kadar da neşelendirici değil. Syriza ve Podemos geriledi ve destekçilerinin sayısı azaldı.

Radikal solun zayıflığı, popülist sağın insiyatifi ele geçirmesine izin veren bir faktör oldu.

Şimdi büyük bir halk cephesi yanlılığı tehlikesi var. Fikir şu; faşizm saldırıya geçtiğine göre, ona karşı çıkan herkesle birleşmeliyiz.

Tehlikeli

Bu çok tehlikeli; en başta bu başkaldırıya neden olmuş olan neoliberal politikalarla ortalık kurmak anlamına geliyor.

Neoliberalizme bir alternatif önermeliyiz. Kendi kendimize değil, başkalarıyla birlikte, harekete geçmeliyiz.

Uluslararası Sosyalist Akım keskin bir hat belirledi ve tüm Avrupa’da ırkçılığa karşı birleşik kitle hareketleri inşa etmeye çalıştı. Ingiltere’de “Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk” çok kritik. Kemer sıkma politikaları ırkçılığı büyük oranda güçlendirdi ve biz her ikisine karşı da savaşmalıyız. Ancak ırkçılık basitçe sorunlardan biri değil. Irkçılık gittikçe diğer sorunları gölgelemek için kullanılan dil hâline geliyor.

Bunu Brexit ile görebilirsiniz. İnsanlar Avrupa Birliği’nden ayrılmak için birçok nedenle oy verdi. Ama yerleşmiş görüş ne? Tamamen ırkçılık ile ilgili.

Solun bazı bölümleri bile, örneğin serbest dolaşım özgürlüğü hakkında, bu argümanlara taviz veriyor. Sorun, mücadele seviyesinin düşük olmasıyla katmerleniyor. Ve ırkçı basınç, sendikalardaki tartışmaları şekillendiriyor.

Jeremy Corbyn’i destekleyen insanlarla ilişki kurmanın en iyi yolu ırkçlık karşıtlığı. Bu kişiler yerel parti birimlerinde hatırı sayılır derecede görünür değiller, çünkü buralar sağ kanat tarafından domine ediliyor.

Ve Corbyn’i desteklemek için kurulan taban örgütü Momentum, hizip kavgalarıyla parçalanıyor. Birçok Corbynci bundan kaçmaya başlayacak.

Irkçılığa karşı ciddi bir hareket, Corbyn’den etkilenen ama işleyiş şeklinden dolayı İşçi Partisi’ne dahil olmayan azımsanmayacak sayıdaki kişiyle ilişki kurmamızı sağlayabilir.

Bunu ancak gerçekten büyük ve birleşik bir “Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk” hareketi inşa edebilirsek yapabiliriz.

Irkçılık ana halka; İngiltere toplumunda gittikçe daha derine yayılan bir zehir. Buna yanıt vermek için solun tüm diğer bolümlerinden daha iyi bir yerdeyiz. Mücadeleyi yükseltmeliyiz.

Bu, kenarda kalmak demek değil, tarihin caddesine bizi götürecek olan yoldur.

Alex Callinicos

(Socialist Worker)

Bültene kayıt ol