Sınırda yeni bir mülteci krizi yaşanıyor. 600 bin Suriyeli, Halep’teki son gelişmeler nedeniyle Suriye’den kaçıyor. Almanya başbakanı Merkel, bu yeni sığınmacı krizi üzerine acil bir Türkiye ziyareti gerçekleştirip Davutoğlu ve Erdoğan’la görüştü.
Aynı saatlerde Ege’de yine bir tekne battı. Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan Suriyelilerden 27’si boğularak öldü. Dört kişi kurtarıldı.
Suriyeliler Suriye’de öldürülüyor; Esad, Rusya, ABD ve IŞİD tarafından katlediliyor. Suriye’den kaçıyor, Türkiye’de çok zor koşullarda kamplarda yaşamak zorunda kalıyor. Daha iyi koşullara kavuşmak için Avrupa’ya kaçmaya çalışırken yine ölüyor.
Milyonlarca Suriyeli, yaşadıkları topraklardan kopmak zorunda kaldı. Şimdi yüz binlerce Suriyeli Halep’ten kopuyor. Putin’den daha Putin, Esad’dan daha Esad olan bazı Türk ulusalcıları ise, suratlarına utanmadan geçirdikleri solcu maskesiyle rejimin Rusya desteğiyle Halep’e saldırmasını yüksek sesle alkışlıyor.
Sivillerin öldürülmesi, kentin yıkılması, her gün ortalama 100 kişinin hava bombardımanlarında öldürülmesi sorun değil bu gibiler açısından.
Bu gibilerin hayata bakışları, Recep Tayyip Erdoğan tarafından kırılmaya uğradı. Erdoğan öfkesi, Erdoğan’dan kurtulma isteği, katilleri sol adına sahiplenmelerine neden olacak kadar şiddetli bir baş dönmesi yaratmış vaziyette.
Şu kesin: Suriye’ye müdahale eden bölge ülkeleri ve emperyalist bloklar arasında mezhepçi olmayan yok. ABD Irak’ta mezhepçiydi, Suriye’de de mezhepçi, Türkiye’nin bölge ülekelerine müdahalesinde mezhepçilik belirgin bir hastalık, ama unutmamak gerekir, Esad’ın kendisi de mezhepçi, Putin de mezhepçi bir diktatörün destekçisi.
AKP’ye karşı Esad’ı ya da Rusya’yı destekleyenler, mezhepçilikten azade oldularını düşünerek vahim bir hatayı sürdürmeye devam ediyorlar. Türkiye işçi sınıfının AKP’yi Suriye’de yeneceğini, Putin’in attığı bombaların da buna hizmet edeceğini sanıyorlar.
AKP, Türkiye işçi sınıfının bir bölümü AKP’ye oy vermekten vazgeçtiği, yoksullar AKP tabanından koptuğu vakit geriletilecek. Putin ve Esad’ın Suriyelileri öldürmesinin bu süreçle hiçbir ilgisi yok. Bu katliamı desteklemenin, herhangi bir katliam destekçiliğinden başka hiçbir anlamı yok. Bu nedenle Suriye’de Esad’a da IŞİD’e de aynı anda karşı çıkan bir politik hattı savunuyoruz. Bu yüzden, Suriye’ye ABD’nin de Rusya’nın da müdahalesine son verilmesi gerektiğini iddia ediyoruz. Bu yüzden Türkiye’nin Kürt düşmanı Suriye politikasına derhal son vermesi, Suriye’nin iç ilişkilerinden elini çekmesini, mezhepçi ve etnik müdahalelerden vazgeçmesini savunuyoruz.
Erdoğan ve arkadaşlarının bölgesel efelenmelerine karşı çıkmanın koşulu Suriye halkına efelenen Esad ve Putin gibilerin yanında saf tutmak değildir. Devlet ve hükümete karşı, Suriyeli mültecilerin tüm haklarının tanınması için, Kürt halkını Türkye’de ve Suriye’de hedef alan savaşa ve savaş tehdidine son verilmesi için sesimizi çok daha güçlü bir şekilde yükseltmektir.
Putinci olmadan da Erdoğan’ın dış politika manevralarına karşı çıkmak mümkün.
Şenol Karakaş
(Sosyalist İşçi)