Toplumsal mücadeler, kazanımlar üzerinde gelişir. Egemen sınıf bu kazanımları silikleştirmek ister, bazen kendi lütfu olarak gösterir, ilk fırsatta geri almayı planlar.
İki yıl önce Türkiye’yi altüst eden ve yarattığı dalgalarla iktidar partisini derin bir krize sürükleyen Gezi Parkı direnişinin başına da aynı şey geldi.
Gezi Parkı’nı kazandık. AVM ya da kışla değil, her gün binlerce insanın ağaçlarının gölgesinde oturduğu bir park, Türkiye’nin ilk mücadeleyle kazanılmış ortak yaşam alanı, asi şehrin merkezinde duruyor.
Bir parkın park olarak kalması için verilen mücadele, 8 genç insanın hayatıyla kazanıldı.
Sosyal patlamanın cezası aralıksız devlet terörü oldu.
İktidar, çoğu öğrenci ve genç işçilerden oluşan kalabalıkları, aralarında var olan milliyetçi ve ırkçı sermaye partilerine işaret ederek “darbeci” olarak damgaladı.
Amaç, Gezi Parkı direnişine katılmamış emekçi sınıfların mücadeleye atılmasını engellemekti.
Barışçıl kitle hareketine uzattıkları silah kendi ellerinde patladı. Gezi, AKP’yi çatlattı. Seçimlere sayılı gün kala çatlak büyüdükçe büyüyor.
Gezi Parkı direnişini izleyen emekçi sınıflar, her gün bir yerde, bir fabrikada, bir işkolunda mücadeleye atılıyor.
Gezi ne ilk 3 güne ne işgalle geçen 15 güne sığdırılabilir.
İki yıl sonra açık ki, AKP iktidarının sarsan ve Erdoğan’ın sonunu başlatan bu direniş, alt sınıflarda taban bularak devam eden bir süreç.
Gezi Parkı direnişinde kazanımları değil yenilgiyi görenler, kolaycı bir bakışa sahip. Ama Erdoğan istifa etmedi, ama hükümet Gezi direnişiyle devrilmedi.
Birkaç günlük ayaklanmayla iktidarı devireceğini zannetmek, acele değişim bekleyen küçük burjuvaların düşüncesidir. Gezi Parkı direnişine, AKP’ye oy veren işçiler ve alt sınıflar katılmadı. Sendikalar grev yapıp üretimi durdurmadı. Hareket, milyonları kazanma isteğine sahipken, bu hareketin sözcüsü gibi davranan ulusalcı güçler yaklaşan yığınları durmadan itti. İşçi sınıfı olmadan, bir hükümet demokratik mücadele ile devrilmez.
Emekçi sınıflar tartar, izler, tartışır ve harekete geçer. Bu, zaman ve sabır işidir. Gezi Parkı’na baktığımızda yenilgiyi değil kazanımlarımızı görmeliyiz.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)