Göçmenleri geri göndermeye izin vermeyeceğiz

31.08.2022 - 12:17
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan mayıs ayında yaptığı bir açıklamada Türkiye’deki Suriyelilerin 1 milyonun ülkelerine “gönüllü dönüşüyle” ilgili çalışmalar yaptıklarını açıklamıştı. Gönüllü dönüşü çok bilerek tırnak içine aldım. Zorla geri göndermenin yeni ismi bu oldu. 

Erdoğan briket evlerden söz etmişti ve bu evlerin sayısının 100 bine çıkartılacağını vurgulamıştı.

Erdoğan’a derhal yanıt veren CHP lideri Kılıçdaroğlu ise “Bırak bu hikayeleri, hala sınırdan akın akın kaçaklar geliyor” dedikten sonra iktidarın sınır güvenliğini sağlayamadığını söyleyerek şöyle meydan okudu: “Zaten biz gerisini iki yılda göndereceğiz, senin yalandan projelerine hepimizin karnı tok.” 

Yerel seçimlerden beri siyasi partilerin büyük çoğunluğu Suriyelileri geri göndermek için yarışa girmiş gibiler.

Erdoğan 2021 yılının Eylül ayında da “CHP, ‘1,5 milyon Afgan göçmen geldi’ diyor. CHP yine yalan söylüyor. 300 bin Afgan göçmen geldi. Bunların 150 bini de kayıtlı. Hepsini geri göndereceğiz. Sınırlarımızdaki duvar örme işlemi bitmek üzere. Bizim göçmen politikamız net. Türkiye daha fazla göçmen kabul edemez. Son olarak 91 bin Afgan göçmen gönderdik.” demişti.

Devlet Bahçeli bayramda Suriye’ye gidebilenlerin geri alınmamasını talep ederken bu yılın mayıs ayında şöyle dedi: “Elbette Türkiye yolgeçen hanı, göçmen ve sığınmacı kampı değildir. Elbette Anadolu coğrafyasına mühür vuran aziz millet varlığının demografik özellikleri, sosyal dokusu, kültürel müktesebatı korunmalıdır… Nihayetinde Suriyeli sığınmacılar bugün misafirimizse, yarın komşumuz olacaklardır.”

İYİP’liler ise Suriye ile ilişkiler iyileştirilir iyileştirilmez Suriyelilerin geri gönderileceğini iddia ediyor.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerin barışçıl bir temelde yeniden kurulmasını esas olarak Suriyelilerin geri gönderilmesi perspektifiyle ele alıyor: “Mülteci meselesinin çözümü mültecilere kötü davranmak, insanlık dışı uygulamalarda bulunmak değildir. Esad’la bu meselenin çözülmesi şart.”

Deva Partisi ise en ilginç tutumu alanlardan. 2020’de göçmenlerle ilgili hazırladığı bir raporda göçmenlerin ekonomik ve sosyal hayata sistematik olarak kazandırılmasından söz ederken 2022 yılında hazırladığı son raporda geri dönüş politikalarını savunuyor ve sınır dışı etmekten söz ediyor.

Seçimler yaklaştıkça, ana akım gibi görünen siyasilerde ve iktidar cenahında Özdağlaşma Sendromu adını vereceğimiz bir hastalık baş gösterdi. Bu hastalık şöyle seyrediyor. Göçmen konusunda en aşırı sağcı, en ırkçı politikaları Özdağ ileri sürüyor. Geri kalan tüm siyasi yelpaze bu sağ politikaya göre diziliyor. Akşener, Saadet, Deva, CHP derken iktidar ortaklarına kadar tüm siyasi figürler göçmenleri göndermek için rekabete giriyor. Herkes, en sağdakine yaranmaya çalışıyor. Ama Özdağ da boş durmuyor, eli daima daha da yükseltiyor. 

Parlamenter hayallere kapılan ve kendisini ana akım sanan sol da bu alanda dolaşıp duruyor. 

Geri gönderme merkezlerinde, işyerlerinde, evlerinde, toplu taşımalarda, yollarda her an şiddet ve ölüm tehlikesi altındaki göçmenlerin ihtiyacı bir göçmen krizinden söz etmek ve bu insanların kendilerini tehlike altında neden olan geri gönderme politikasını savunmak değil.Yapılması gereken, topluma bir göçmen sorunuyla değil bir ırkçılık sorunuyla yüz yüze olduğumuzun anlatılmasıdır.

Biz yıllardır “Evimiz dünya” diyenleriz. Dünyanın bu parçasından gönderilmesi gereken birileri varsa işçilerin alın terine el koyanlardan dolandırıcı, katil ve tecavüzcülere kadar buralıların bir kısmıdır. Göçmenler konusunda suyu bulandıran herkes hem iktidarın hem de Özdağ’ın ekmeğine yağ sürmektedir.

Yıldız Önen

(Sosyalist İşçi)

 

Bültene kayıt ol