Seyreltme...

03.03.2022 - 12:10
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Her konuda harika önerilere sahip olan iktidar, göçmen konusunda da benzersiz bir öneriyi hayata geçirmeye başladı. Uygulamanın adı, “Mekânsal Yoğunlaşma ile Mücadele.” 

Bu politikanın amacı gettolaşmayı önlemek ve göçmenlerin yoğun olarak bulaştığın suçun önlenmesi. Oysa bizzat Süleyman Soylu, 2018 ve 2019 yıllarında ve sonrasında Suriyelilerin katıldığı suç oranının abartıldığı gibi olmadığını açıklamıştı. 2018’de Türkiye’deki Suriyelilerin adli vakalara karışma oranını yüzde 1,5 olarak açıkladı. 2019 yılında ise İçişleri Bakanı “Ortalama bir Suriyelinin suça karışma oranı, Türk vatandaşlarımızın yarısından daha az olmasına rağmen bu insanları suç makinesi gibi göstermeye çalışan, bununla ilgili provokatif yayınlar ortaya koyan merkezler var. Bunu defalarca gördük” demişti. 

Ayrıca biliyoruz ki Suriyelilerin karıştıkları suç denilen kavgaların büyük kısmı kendi aralarındaki tartışmalardan kaynaklanmaktadır. Buna rağmen, dev bir ırkçı yalan makinesi büyük bir gürültü çıkartarak, Türkiye’de suç işleyenlerin göçmenler, özellikle Suriyeliler olduğunun propagandasını yapmaya başladı. 

Suriyelilerin hastanede sıra beklemediği, çalışma izni alıp istediği yerde çalıştığı, elektrik, su, doğal gaz parası ödemediği, Suriyelilerin devletten maaş aldığı gibi sayısız yalan, sırayla gündeme getiriliyor. Bunlar arasında, Suriyelilerin suç patlamasına neden olduğu yönündeki iddialar, politik bir linç iklimi oluşturmak isteyenlerin sistematik bir şekilde gündeme getirdiği yalanlardır. 

İktidar, anketlerde giderek önemli bir sorun olarak görüldüğü açıklanan göçmen meselesinde ırkçıların basıncı altında utanç verici politikalara imza atıyor. Altındağ seyreltme politikasının ilk uygulandığı bölge, şimdiden binlerce insan bu bölgeden gettolaşmayı önleme bahanesiyle uzaklaştırılıyor. 

Irkçı kampanyada sözcülüğü kimseye bırakmayan Ümit Özdağ, İçişleri Bakanlığı'nın verilerinin yanlış olduğunu şöyle dile getirmişti: “80 milyon Türk’ün işlemiş olduğu suç kadar Türkiye’de kaçaklar ve sığınmacılar suç işliyor.” Bu, her şeyiyle, insanların, kameraların gözünün içine baka baka söylenen bir yalan.

İktidarı, göçmenleri düşmanlaştırarak köşeye sıkıştırmayı amaçlayan bir politika. Seyreltme adı verilen ve ürkütücü çağrışımları olan politika ne gettolaşmayı önleyebilir ne de suç sorununu. Suçun temelinde gettolaşmak değil, yoksulluk, dışlanmışlık, sözünü duyurmamak, geçinememek, haklarının tanınmaması, bir arada yaşamın demokratik asgari şartlarının sağlanmaması, ucuz emek sömürüsü ve sürekli şiddet göreceğine dair bir kaygı gibi öğeler yatar. Irkçılık, dışlanmışlık insanları savaştan kaçıp geldikleri ülkelerde bir arada yaşamaya zorlar. İş cinayetlerine, kadın cinayetlerine, hayvanlara saldırılara, tecavüzlere, mala çökme oranlarına, sağlıkçılara uygulanan şiddete ve dolandırıcı sayısına baktığımızda, seyreltilmesi gerekenlerin göçmenler olmadığı çok açık. 

Sayısının azaltılması gerekenler, sesinin çıkması yasaklanması gerekenler nefret söylemini günlük politikanın dili haline getiren ırkçılardır. “Göçmen sorununu” çözmenin yolu, göçmenleri sorun olarak gören, sorun haline getiren yaklaşım sahipleri ve iktidar uygulamalarıdır.

Yıldız Önen

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol