Zaman zaman meydanın ırkçılara kaldığını, sadece onların sözünün hükmünün geçerli olduğunu düşünsek de göçmenlerle dayanışmak için varını yoğunu ortaya koyanların da küçümsenmemesi gerekiyor. Suriye’de iç savaş derinleşip milyonlarca göçmen kitleler halinde yaşadıkları yerleri terk etmeye zorlandı ve Türkiye’ye giriş yaptı. Göçmenlerin Türkiye’ye gelmesi bir yandan göçmen karşıtlarının Türkiye’nin dış politikasının hıncını göçmenlerden çıkartmak istemesi ve AKP karşıtlığıyla göçmen karşıtlığını karıştırmaları nedeniyle ırkçı bir tepkiye yol açtı. Öte yandan göçmenlerle dayanışmak için tüm gücünü ortaya serenler hareketi de başlattı. Göçmen dayanışma ağları, dernekler ve platformlar kuruldu, politik kampanyalar ve eylemler yapıldı.
Son yıllarda, AKP’ye karşı muhalefeti göçmen düşmanlığı üzerinden örgütlemenin sunduğu konfor, sadece göçmen düşmanlığı ve ırkçılık yapmak üzere örgütlenen özel partilerin ortaya çıkması, kasıtlı yalanlarla birleşip pogrom girişimlerine, ırkçı cinayetlere yol açtı.
Yalana dayalı propaganda, göçmenlerin yaşanan hemen her kötülüğün sorumlusu olduğu yönündeki kara propagandayla birleşince, ırkçı cinayete susamış olanlar da ellerini rahat hissettiler.
Altındağ’da yaşanan linç girişiminin arkasında bu eğilim yatıyor.
Bu yüzden, uzun bir süredir göçmenlerle dayanışan birçok kampanya bir araya gelip daha büyük, daha birleşik bir hareketi inşa etmek için örgütleniyorduk.
Bu çabamız meyvelerini verdi. Sığınmacılar Platformu içlerinde Suriyeli sığınmacılar tarafından kurulan dernek ve STK’ların da olduğu 71 kurum ve kuruluşun imzasını bir bildiri yayınladı. Yapılan basın toplantısında “göçmen karşıtı ırkçılığa karşı hak temelli ortak bir tutum” çağrısı yapıldı. Basın toplantısında birçok kurumdan temsilci konuştu. Konuşmalarda öne çıkan vurgular şöyleydi:
- Mesele insani ve vicdani bir mesele olmakla birlikte sadece bu şekilde çözülemez. Acilen hukuk ve adalet çerçevesini geliştirmek gerekir.
- Sosyal medyanın nefret yaymak için kullanımına karşı etkin tedbirler gerekir. Ayrımcılık ve ırkçılık cezasız kalmamalıdır.
- 10 yıl sonra artık yapılması gereken ciddi bir biçimde entegrasyonu konuşmaktır. Bu konuda tüm aktörlerin görev alması gerekir.
- Türkiye toplumunu Suriyelilerin neden burada olduğu ile ilgili eğitmek gerekiyor – entegrasyon ve uyumun iki taraflı olduğunu unutmamak gerekiyor.
- Türkiye’de Ümit Özdağ gibi ırkçılara karşı Suriyelilerle dayanışan bir hareket inşa etmek gerekiyor.
- Suriyeli ve diğer göçmenlerin ucuz iş gücü olarak görüldüğü sistemin değişmesi gerekir. tüm göçmenlere çalışma izni verilmeli.
Göçmenlerle hem somut dayanışmayı hem de ırkçılığa karşı politik kampanyaları örgütleyecek dayanışma ağlarını inşa etmek için şimdi daha avantajlıyız.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)