Hrant Dink’in öldürülmesinde dahli olan kamu görevlilerinin yargılandığı bir önceki duruşmada mahkeme heyeti savcıdan ve Dink ailesinin avukatlarından, hazırlık için yeterince zaman vermeden, son mütalaalarını istedi. Avukatlar zaman yeterli olmadığı için mütalaa vermemeye karar verdi. Dava hızla kapatılmak isteniyor.
Hiç unutmamalıyız ki Hrant Dink Ermeni, sosyalist ve gözünü budaktan sakınmayan bir gazeteci olduğu için öldürüldü.
Şunu da biliyoruz ki Hrant Dink, içinde birden fazla derin devlet yapılanmasının işbirliği sonucunda öldürüldü. Bu şu anlama geliyor, güncel resmi devlet anlayışı cinayetin sorumluluğunu tek bir odağa yıkmak istese de bu başarılamıyor. Bu yüzden çözümü davayı hızla sonlandırmakta buldular.
Fakat ne yaparlarsa yapsınlar mızrak çuvala sığmıyor, sığmayacak!
Bu yıl 19 Ocak’ta Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden 14 yıl geçmiş olacak. Neredeyse yepyeni bir kuşağın ortaya çıktığı bir süre bu. 2007 yılında doğanlar bugün 14 yaşındalar. Bu gelişmenin, araya bir kuşağın daha girmiş olmasının bir toplumsal hafıza kaybına neden olacağını düşünenler yanılıyor.
Bazı yaraların asla kapanmaması gibi Dink cinayeti de asla toplumsal hafızadan silinemez!
Hrant Dink’in sonunda katledildiği sürecin aktörlerinin bir kesimi ortalıkta rahat rahat dolaşırken böyle bir hafıza kaybı mümkün değildir.
Hrant Dink sonunda kendisini öldürecek olan bir koalisyon tarafından önce sistematik bir şekilde hedef gösterildi. Bunda siyaset alanı, yargı alanı, istihbarat alanı, polis alanı, jandarma alanı ve özellikle medya alanı hatta üniversiteler alanından birden çok figürün rolü olduğunu hepimiz biliyoruz.
Hrant’ın ölümünün arkasından patlayan ırkçılık karşıtı eylem dalgası o kadar büyüktü ki her yıl binlerce insan 19 Ocaklarda “Buradayız Ahparig!” demeye devam etti. Bu cinayetin tüm sorumlularının yargılanması, cenaze töreninde Hrant Dink’in arkasından yürüyen on binlerce insanın ortak talebiydi, hâlâ böyle.
Davanın peşini bırakmayanlar, 19 Ocak cinayetinde her düzeyde sorumluluğu olan şahısların yargılanması için mücadele verenler, bu mücadelenin cumhuriyetin kuruluş sürecindeki şiddetle arasındaki bağlantıyı da kuruyorlar.
19 Ocak, son 14 yıldır bir yüzleşme çağrısıdır ve bu dava bu yüzleşmenin de davası olduğu için hızlandırılmış mahkeme kararlarıyla bitirilemez.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)