2019 küresel intifadanın yılıydı. ABD’de egemen sınıfın sözcülüğünü yapan gazeteler, Irak, Cezayir, Sudan, Hindistan, Hong Kong, Lübnan, Venezuela, Fransa, Sırbistan ve ABD gibi ülkelerde arka arkaya yaşanan gösterilerin ürkütücü olduğuna vurgu yapıyorlardı. Bazı ülkelerde gösteriler 2018 yılından beri devam ediyordu.
Bu eylem dalgasının zirvelerinden birisi Şili’de gerçekleşen gösterilerdi. 2019 yılının 25 Ekim günü Şili tarihinin en büyük gösterilerinden birisi gerçekleşti. Gazeteler, “Başkent Santiago’da bir milyondan fazla kişi gelir eşitsizliği ve yaşam standartlarını protesto için Cuma günü sokaklardaydı. Göstericilerin çoğu Devlet Başkanı Sebastian Pinera’ya istifa çağrısında bulundu” haberini veriyordu.
Şili Devlet Başkanı twitter hesabından, “Hepimiz değiştik, bugün Şililerin daha adil ve daha birleşik bir ülke talebinde bulunduğu neşeli ve barışçıl bir yürüyüş düzenlendi, bu geleceğe dair umut yollarını açıyor” türünden mesajlar yayınlamıştı. Ama gösterilerde 18 kişi öldürülmüş ve yüzlerce gösterici polis tarafından plastik mermilerle vurularak kör edilmiş ya da tek gözlerini kaybetmişlerdi.
Şili’deki eylemler, toplu taşımada bilet zamlarının protestosuyla başlayıp, hızla tüm adaletsizliklere, eşitsizliklere karşı bir mücadele halini almıştı. Feminist kolektif La Tesis tarafından hazırlanan ve 2019 yılının sonlarında tüm dünyayı etkisi altına alan dans performansı Şili’deki eylem dalgasıyla birleşti. Polisin insanlara saldırmasına yönelik tepkilerle kadınlara yönelik cinsel saldırı ve şiddete yönelik tepkiler yan yana ilerledi.
Bu yılın başlarında Covid-19 salgını nedeniyle göstericiler geri çekilmişti. Fakat neoliberal politikaların polis terörüyle, otoriter saçmalıklarla, ırkçılıkla ve zenginleri açıktan koruyan ekonomik önlemlerle sürdürülmesi, Covid-19 nedeniyle ara verilen gösteri dalgasının yavaş yavaş yeniden sahneye çıkmasına neden oluyor. ABD’de aylardır süren ve zaman zaman radikal isyanlar şeklini alan ırkçı polis cinayetlerine karşı eylemlerden sonra şimdi Şili’de de gösteriler yeniden başladı. Geçen sene başlayan gösterilerin yıl dönümünde yapılan eylemlere polis yine şiddetle saldırdı. 1 kişinin öldüğü eylemlerde 580 kişi gözaltına alındı.
Financial Times 2019’u isyanın yılı, The Economist ise “Havada bir koku var” diyerek tanımlamıştı.
Benzer gazeteler 2020 yılında salgınla beraber artan eşitsizliklerin ABD’de sınıf mücadelesine zemin hazırladığını da yazmışlardı.
Yanılmıyorlar. Dünyanın bir yerindeki eylemler başka bir yerindeki eylemlere ilham kaynağı oluyor. Kriz üretmekten başka hiçbir işe yaramayan kapitalizmin savunucuları boşuna uyarmıyorlar kendi sınıflarını.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)