Üç kriz, bir mücadele!

24.09.2020 - 10:04
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Bir süredir bir afişteki slogan ilgimi çekiyor: “Sosyalizm veya yokoluş!”. Ekolojik, ekonomik ve pandemik kriz yüzünden milyonlarca insan sağlıklı bir yaşam sürdürme şansını kaybediyor. Kapitalist sistemin bu üçlü krizden kurtuluş için insanlığın önüne koyabildiği bir yol haritası yok. Sermaye grupları ve onların sözcülüğünü yapan sağ otoriter rejimlerin tek yapabildikleri sermaye lehine işçi sınıfının ve ezilenlerin boğazını daha fazla sıkarak, baskıcı politikalarla kapitalist sisteme karşı mücadeleyi engelleyebilmek.

Türkiye’de de manzara çok farklı değil, giderek görülür hale gelen bir politik yönetememe hali üçlü krize eklenmiş vaziyette ve bu her bir krizi daha da derinleştiriyor.

Tabip Odaları Türkiye’nin dört bir tarafından tükeniyoruz diye basın açıklamaları yaptılar. Pandemi süreci ekonomik çıkarlar öne alınarak erken normalleşme ile içinden çıkılmaz bir hale geldi. Şimdi yeniden sert kısıtlamaların sözü edilmeye başlandı. Ev kirasını veremediği, aç kaldığı ve yiyecek bir şeyi olmadığı için zor durumdaki milyonlarca işsizin ve tüm yoksulların, işçilerin hayatta kalmalarını sağlayacak bir gelir sağlamadan alınacak her türlü önlem yoksulluğu ve ölümleri artıracaktır.

Dış borç 430 milyar dolar, resmi enflasyon bile yüzde 12, işsizlik resmi açıklamalara göre yüzde 14, dolar son bir yılda yüzde 30 pahalandı. Dış borcu ödeyebilecek kaynak arayışı daha da vahim bir şekilde devam ediyor. Devlet cebimizdeki paraya göz dikmiş durumda. Kıdem tazminatları, özel emeklilik fonu gibi zeminlerde birikmiş işçi fonlarını sermayeye aktarma derdinde.

Ekolojik krizde uçuruma doğru hızlıca ilerlediğimizi hepimiz görüyoruz. Hem iklim krizini derinleştiren hem de ekolojik felaketleri tetikleyen bir sanayileşme, enerji üretimi ve tüketimi ve betonlaşma süreci korkutucu bir hal aldı. 

Otoriter rejimlerin tüm dünyada bu üçlü krize yanıtları iç ve dış hayali düşmanlar yaratıp meydan okumak. Trump’ın sık sık ben seçilmezsem ABD’de herkes Çince konuşmak zorunda kalacak demesi gibi. Bu nedenle üçlü krize siyasi krizler, artan askeri gerilimler ve tonu giderek koyulaşan milliyetçi hezeyanlar eşlik ediyor.

Trump örneği, lümpenliğin kapitalizmin üçlü krizini sadece derinleştirdiğini gösteriyor. Kapitalizm işçilerin, ezilenlerin, ekosistemin kurtuluşu için hiçbir reçeteye sahip değil. Kendi yarattığı sorunların altında ezilen ve gezegeni tüm canlı yaşamıyla her geçen gün daha fazla tehdit eden bir sistem.

Kitlesel bir alternatifi inşa etmek zorunda olduğumuz çok açık.

Yoksul ve ezilen milyonlarca insanın öfkesi, sadece yıkıcı bir enerji değil, küresel bir isyan dalgası olarak yeniyi inşa edecek mücadele dinamiği aynı zamanda.

Yıldız Önen

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol