ABD’de gerçekleşen ırkçı cinayeti protesto dalgaları sürüyor. Amerika’daki kardeş örgütümüz Marx21 gelişmelerle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada birkaç noktanın altını çizmek istiyorum:
Marx 21 diyor ki: “Trump göstericileri ‘haydutlar’ diye adlandırdı ve ‘yağma başladığında, ateş açılması da başlar’ diye tweet atarak göstericileri şiddet kullanmakla tehdit etti. Twitter, onun bu tweet’ini şiddetin övülmesine karşı olan politikasının bir ihlali olarak işaretledi. Trump’ın ölümcül tahriki sadece polisi değil, göstericilere saldırmayı kendilerine vazife bilen aşırı sağcı milisleri de hedef alıyordu.”
Hepimiz hemen hatırlayacağız, Trump sağcı ve silahlı sivil tiplere ve örgütlenmelere göçmenlerin ABD’ye alınmasını engellemek için geçen sene çağrı yapmış ve faşistler sınır kapısında ellerinde silahlarla göçmenleri “avlamak” için nöbet tutmuşlardı.
Kitleler, siyahların arkaya arkaya öldürülmesini engellemenin yolunun kendi mücadelelerinden geçtiğini gördükleri için eylemlere ara vermiyorlar. Eylemler sırasında, bazı yağma ve şiddet olaylarının olması diğer ülkelerde olduğu gibi göstericiler aleyhine kullanılıyor.
Marx 21, camların kırılmasını, yağmalama olaylarını, şöyle ele alıyor: “Fırsatçı yağmalama olarak etiketlenen pek çok şeyin, aslında biber gazı gibi polis silahlarıyla yaralanan insanları tedavi etmek amacıyla ortaya çıkan ihtiyaçlardan kaynaklandığını belirtmek önem taşıyor. Ekonomik kriz de ayrıca pek çok kişiyi temel ihtiyaç maddelerine erişemez hale getirdi ve bu da “yağmanın” ardındaki faktörlerden biri. Kaldı ki, bir mağazadan bazı küçük eşyaları kişisel kullanım için almak, Amerikalı milyarderlerin pandeminin başlangıcından bu yana servetlerine ekledikleri 434 milyar doların yanında nedir ki? Asıl suç burada.”
ABD’de polis siyahları öldürdükçe, Trump insanların polise ve kanunlara saygılı olması gerektiğini söylüyor. Son isyanı körükleyen, bu. Aktivist Tamika Mallory Chauvin’in ölümünü protesto etmek için düzenlenen mitingde şunları söyledi: “Göstericiler etrafı yakıp yıkmışlar, umurumda değil. Eğer halkın savunmasına gelmiyorsanız insanları sorgulayamazsınız. Genç insanlar, hayal kırıklığına uğramış insanlar sizin paralı provokatörleriniz tarafından tahrik edildiğinde bizi sorgulayamazsınız. Halkın arasına karışıp taş atmaları için provokatörlere para veriyorsunuz. Olayları durdurmak istiyorsanız bütün şehirlerde bütün polisleri tutuklayın. Bu ülkenin güya herkes için özgürlükler ülkesi olması gerekiyor. Bu ülke siyahlar için hiçbir zaman özgür bir yer olmadı. Ve artık yorulduk. Bize yağmadan bahsetmeyin! Yağmacı sizlersiniz. ABD bizi, siyah insanları yağmaladı.”
ABD kapitalizmi ülkeye kendi rızaları dışında getirilen siyah insanların emekleri üzerinden kuruldu. Malcolm X’in ünlü sözünde olduğu gibi “ırkçılığın olmadığı bir kapitalizm mümkün değildir” Irkçılık, bütün bir insan grubunu derilerinin rengi yüzünden köleleştirip, onların emeklerini ücret ödemeden kullanmanın meşrulaştırılmasının aracı oldu. Karşılığı ödenmeyen bu emek, erken dönem kapitalizmin motorunu çalıştıran yakıt işlevi gördü. Irkçılık yüzyıllarca işçi sınıfını bölmek için bir araç olarak kullanıldı; beyaz işçilere kendilerini ezen sistemi savunmaları için bir pay verdi, onlara siyah işçi sınıfından esirgenen küçük ayrıcalıklar bahşetti.
ABD’de salgının herkese gösterdiği adaletsizliklere, yoksulluğa, eşitsizliğe karşı büyük bir öfke sokağa çıktı. Bu öfke, ABD’de, ırkçılık karşıtı bir patlama halini aldı. Şiddet kullanma tekelini ve öldürme hakkını daha fütursuzca kullanan polislere karşı öfke, ırkçılık karşıtı öfke, Trump ve diğer sağcı liderlere karşı öfke aynı kanalda birleşti.
ABD’de mücadeleye atılan siyahlar ve onlara katılanlar, tüm dünyaya ilham veriyor. Londra’da ırkçılık karşıtları dün sokakta dayanışma gösterdi. Bu dayanışmanın büyümesi umuduyla…
Yıldız Önen