Uluslararası Para Fonu (IMF) Covid-19’la beraber yeniden sahne almaya başladı. IMF ve Dünya Bankası’nın, geleneksel “İlkbahar Konferansı”nda IMF baş ekonomisti Gopinath dünya ekonomisiyle ilgili bir rapor sundu. Rapor, salgının ekonomi üzerindeki etkisini ele alıyordu.
Önceden büyüme hızının 2020 yılında yüzde 0.1 azalacağını tahmin eden IMF, salgınla birlikte küresel ekonominin yüzde 3 küçülmesini bekliyor. Bu, son krizden 30 kat daha etkili bir krizin yaşanacağı anlamına geliyor.
2007-2008’de yaşanan krizin, “gelişmekte olan piyasalar”ın ekonomik durgunluğa düşmemesi ve alternatif bir büyüme lokomotifi işlevi görmesinde farklı olarak salgın tüm ülkelerin ekonomik büyümesini etkisi altına alıyor. Küresel kapitalizmin toparlanmasına yardımcı olacak bir lokomotifi yok!
IMF’nin bu öngörüleri, dünyanın salgınla bugünlerde baş etmenin yolunu bulacağı seçeneğinde geçerli olabilecek. Covid-19 salgını yılın ikinci yarısında etkisini göstermeye devam ederse, dünya ekonomisi yüzde 3 daha daralacak ve düşüş yüzde 6 olarak gerçekleşecek.
Benzer bir senaryo IMF’nin eski baş ekonomisti Kenneth Rogoff tarafından da ifade edildi. Rogoff, koronavirüs salgınının, “son 150 yılın en sert resesyonu” olduğunu söyledi.
IMF aynı zamanda işsizlik oranlarının ABD ve AB’de 2020 yılında yüzde 10’un üzerinde seyredeceğini duyurdu.
Kapitalizmin bugünü ve geleceği hakkında karanlık senaryolar üreten IMF gibi kuruluşlar, bugün salgınla baş etmekte yetersiz kalan sağlık sektörünün çöküşünün temel sorumlularıdır. Bu kuruluşlar, küresel sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda özellikle fakir ve gelişmekte olan ülkelere kaynak aktarırken “reform paketleri” önerdi. Evet, meşhur IMF paketleri! En son, IMF’nin körfez ülkelerine önerdiği tedbirleri hatırlamak yeterli olacaktır. Her zaman önerilen kemer sıkma politikaları idi.
Tüm “reformları” uygulandığı ülkelerde sermayeyi korumak, emekçilerin haklarını törpülemek doğrultusunda olan IMF, sağlık alanında yaşanan yıkımların da sorumlusudur.
IMF programlarının en önemli başlığı, daima özelleştirmeler olmuştur. Özelleştirme uygulamalarının insan hayatını en derinden etkileyen alanı ise sağlıkta özelleştirmelerdir.
Fakir ülkeleri o ülkelerin hükümetleri ve egemen sınıflarıyla el ele borç/faiz batağına sürükleyen, gelişmekte olan ekonomilerde özelleştirme furyası için dayatmalarda bulunan, zengin ülkelerde ise önerdiği ekonomik tedbirlerle daima yoksulların haklarının budanmasına neden olan IMF yetkilileri, çenelerini kapamalılar!
Covid-19, en büyük yıkımı ABD’de yaratıyor.
Neoliberalizmin cennetinde.
Bu cennette cehennemi yaşayan yoksullar, siyahlar, kadınlar kitleler halinde hayatını kaybediyor.
Neoliberalizmin en sivri kurumlarından birisi IMF’dir.
Bugünkü çöküşün sorumlularından birisidir.
IMF dağıtılmalı, neoliberal uygulamalara son verilmeli, IMF’nin borç batağına çektiği tüm ülkelerin borçları iptal edilmelidir.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)